Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15383
Karar No: 2016/5012
Karar Tarihi: 21.03.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/15383 Esas 2016/5012 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, müvekkilin kefaletiyle davalı olan şirketin finansal kiralama sözleşmesiyle ilgili asıl borçlu olup olmadığı ve bu sözleşme nedeniyle oluşan borçların müvekkilin sorumluluğunda olup olmadığına dair bir durumu ele almaktadır. Müvekkilin finansal kiralama sözleşmesinde asıl borçlu şirketin kefil olduğu kira ödemelerini yapmadığı için davalı şirket tarafından icra takibi başlatılmıştır. Müvekkil, asıl borçlu şirketteki hisselerini 3.şahsa devrettikten sonra ipoteğin fekki talebinde bulunmuştur ancak talebi kabul edilmemiştir. Müvekkil, daha sonra davalı tarafından ileri sürülen ipotekle teminat altına alınmayan ve kefalet kapsamında olmayan bir borcun bulunduğunu ve tahsilde tekerrür olmama kaydının olmadığını ileri sürerek takibin iptaline ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, finansal kiralama sözleşmesine konu malın satıcısı tarafından vergi dairesine ödenen KDV bedelinin farkının tahsili amacıyla dava açıldığını belirtmiştir. Müvekkil, asıl borçlu şirketin kefil olduğu kira ödemelerinin yapılması gerektiğini ileri sürmüştür ancak mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu madde 484, madde 485, madde 909, madde 921.
19. Hukuk Dairesi         2015/15383 E.  ,  2016/5012 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.


    - K A R A R -


    Davacı vekili, davalı ile müvekkilinin hissedarı olduğu dava dışı ... Ltd. Şti arasında akdedilen 31/01/2006 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin ve kira ödemelerine karşılık düzenlenen bonoların müvekkili tarafından kefil sıfatıyla imzalandığını, ayrıca müvekkili adına kayıtlı bir taşınmazın davalı lehine ipotek edildiğini, müvekkilinin asıl borçlu şirketteki hisselerini 13/09/2006 tarihinde 3.şahsa devrettiğini ve ipoteğin fekki talebinde bulunduğunu, ancak talebinin kabul edilmediğini, davalı ... şirketi tarafından asıl borçlu ve müvekkili aleyhine ödenmemiş kira bedelleri ile ilgili olarak 2 adet bonoya dayalı 26.258,00 TL asıl alacak talebi ile... 7.İcra Müdürlüğü"nün 2009/25969 esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından ayrıca ipoteğe bağlı olarak bu kez 295.400,00 TL asıl alacak talebi ile... 10.İcra Müdürlüğü"nün 2010/159 esas sayılı dosyasından ipotekli takip başlatıldığını, müvekkilinin talebi üzerine gönderilen hesap özeti incelendiğinde, davalı tarafından, ""dava ve icra gideri"" adı altında 234.286,17 TL ipotek ile teminat altına alınmamış ve kefalet kapsamında da olmayan bir borç yaratıldığının anlaşıldığını, ayrıca ipotekli takipte tahsilde tekerrür olmama kaydı olmadığından kira borçları ve ferilerinin de talep edilemeyeceğini ileri sürerek, müvekkilinin davalıya... 10.İcra Müdürlüğü"nün 2010/159 esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, müvekkilinin finansal kiralama sözleşmesinden dolayı borçlu olup olmadığının, borçlu ise hangi miktarda borçlu olduğunun karar tarihi itibariyle tespitine, ipoteğin kaldırılmasına ve %40"dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu, zira ipoteğin asıl borçlu şirketin kanun, sebep ve ciheti ne olursa olsun doğmuş ve doğacak her türlü borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiğini, takibe konu edilen masraf alacağının, sözleşmeye konu malın satıcısı tarafından vergi dairesine ödenen KDV bedeli farkının tahsili amacıyla müvekkil aleyhine açılan davada yapılan yargılama neticesinde doğan masraflar olduğunu, sözleşmenin 12.2 ve 12.6 maddeleri uyarınca müvekkili tarafından ödenen bedelin finansal kiracıya rücu edildiğini, ayrıca ipotekli icra takibinin tahsilde tekerrür olmama kaydıyla başlatıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece toplanan delillere göre; finansal kiralama sözleşmesine konu malın satıcısı olan dava dışı şirket tarafından, davalı ... şirketi aleyhine, sözleşme konusu sistemin finansal kiralama sözleşmesine konu edilemeyeceğinin anlaşılması nedeniyle vergi dairesine %1 yerine %18 oranında KDV bedeli ödendiğinden bahisle aradaki farkın tahsili amacıyla... 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/813 esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığı, mahkemece %17"lik KDV bedeli 340.000,00 TL"nin davalıdan rücuen tahsiline karar verdiği, kararın temyiz incelemesi sonucu onanarak kesinleştiği, davacının kefil olduğu finansal kiralama sözleşmesinin 10.1 maddesi uyarınca finansal kiralama sözleşmesi kiracısının bu vergi farkından sorumlu olacağı, somut olayda davalının mahkeme kararına istinaden aradaki fark olan %17"lik KDV bedelini dava dışı satıcıya ödediği, ödemiş olduğu bu tutarı sözleşmenin 10.1, 12.2 ve 12.6 maddeleri uyarınca dava dışı finansal kiralama sözleşmesinin kiracısına yansıttığı, davacının da bu sözleşmeye kefil olması nedeniyle asıl borçlu şirket ile müteselsilen KDV farkından sorumlu olduğu, davacı vekili her ne kadar sözleşmenin geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayalı ipoteğin de geçersiz olduğunu savunmuş ise de, satıcı şirketin açmış olduğu davada finansal kiralama sözleşmesinin iptali yönünde bir karar verilmediği, dolayısıyla ipoteğin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği, yine davacı vekili sözleşmenin feshinden sonra KDV farkının davacıdan istenemeyeceğini savunmuş ise de, sözleşmenin feshinden önce alacak davasının henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle bu yöndeki savunmanın da haklı görülmediği, ipotek limitinin 700.000,00 TL olduğu, bu nedenle davacının tüm borçlardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi