19. Hukuk Dairesi 2015/15383 E. , 2016/5012 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı ile müvekkilinin hissedarı olduğu dava dışı ... Ltd. Şti arasında akdedilen 31/01/2006 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin ve kira ödemelerine karşılık düzenlenen bonoların müvekkili tarafından kefil sıfatıyla imzalandığını, ayrıca müvekkili adına kayıtlı bir taşınmazın davalı lehine ipotek edildiğini, müvekkilinin asıl borçlu şirketteki hisselerini 13/09/2006 tarihinde 3.şahsa devrettiğini ve ipoteğin fekki talebinde bulunduğunu, ancak talebinin kabul edilmediğini, davalı ... şirketi tarafından asıl borçlu ve müvekkili aleyhine ödenmemiş kira bedelleri ile ilgili olarak 2 adet bonoya dayalı 26.258,00 TL asıl alacak talebi ile... 7.İcra Müdürlüğü"nün 2009/25969 esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından ayrıca ipoteğe bağlı olarak bu kez 295.400,00 TL asıl alacak talebi ile... 10.İcra Müdürlüğü"nün 2010/159 esas sayılı dosyasından ipotekli takip başlatıldığını, müvekkilinin talebi üzerine gönderilen hesap özeti incelendiğinde, davalı tarafından, ""dava ve icra gideri"" adı altında 234.286,17 TL ipotek ile teminat altına alınmamış ve kefalet kapsamında da olmayan bir borç yaratıldığının anlaşıldığını, ayrıca ipotekli takipte tahsilde tekerrür olmama kaydı olmadığından kira borçları ve ferilerinin de talep edilemeyeceğini ileri sürerek, müvekkilinin davalıya... 10.İcra Müdürlüğü"nün 2010/159 esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, müvekkilinin finansal kiralama sözleşmesinden dolayı borçlu olup olmadığının, borçlu ise hangi miktarda borçlu olduğunun karar tarihi itibariyle tespitine, ipoteğin kaldırılmasına ve %40"dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu, zira ipoteğin asıl borçlu şirketin kanun, sebep ve ciheti ne olursa olsun doğmuş ve doğacak her türlü borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiğini, takibe konu edilen masraf alacağının, sözleşmeye konu malın satıcısı tarafından vergi dairesine ödenen KDV bedeli farkının tahsili amacıyla müvekkil aleyhine açılan davada yapılan yargılama neticesinde doğan masraflar olduğunu, sözleşmenin 12.2 ve 12.6 maddeleri uyarınca müvekkili tarafından ödenen bedelin finansal kiracıya rücu edildiğini, ayrıca ipotekli icra takibinin tahsilde tekerrür olmama kaydıyla başlatıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; finansal kiralama sözleşmesine konu malın satıcısı olan dava dışı şirket tarafından, davalı ... şirketi aleyhine, sözleşme konusu sistemin finansal kiralama sözleşmesine konu edilemeyeceğinin anlaşılması nedeniyle vergi dairesine %1 yerine %18 oranında KDV bedeli ödendiğinden bahisle aradaki farkın tahsili amacıyla... 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/813 esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığı, mahkemece %17"lik KDV bedeli 340.000,00 TL"nin davalıdan rücuen tahsiline karar verdiği, kararın temyiz incelemesi sonucu onanarak kesinleştiği, davacının kefil olduğu finansal kiralama sözleşmesinin 10.1 maddesi uyarınca finansal kiralama sözleşmesi kiracısının bu vergi farkından sorumlu olacağı, somut olayda davalının mahkeme kararına istinaden aradaki fark olan %17"lik KDV bedelini dava dışı satıcıya ödediği, ödemiş olduğu bu tutarı sözleşmenin 10.1, 12.2 ve 12.6 maddeleri uyarınca dava dışı finansal kiralama sözleşmesinin kiracısına yansıttığı, davacının da bu sözleşmeye kefil olması nedeniyle asıl borçlu şirket ile müteselsilen KDV farkından sorumlu olduğu, davacı vekili her ne kadar sözleşmenin geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayalı ipoteğin de geçersiz olduğunu savunmuş ise de, satıcı şirketin açmış olduğu davada finansal kiralama sözleşmesinin iptali yönünde bir karar verilmediği, dolayısıyla ipoteğin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği, yine davacı vekili sözleşmenin feshinden sonra KDV farkının davacıdan istenemeyeceğini savunmuş ise de, sözleşmenin feshinden önce alacak davasının henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle bu yöndeki savunmanın da haklı görülmediği, ipotek limitinin 700.000,00 TL olduğu, bu nedenle davacının tüm borçlardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.