11. Hukuk Dairesi 2017/1236 E. , 2018/6872 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 12/10/2016 tarih ve 2015/260 E-2016/298 K. sayılı dosyasında verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair davada ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 24/01/2017 tarih ve 2017/83-2017/33 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davacı bankanın 1933 yılında kurulup 1938 yılında faaliyete geçtiğini ve kuruluşundan itibaren ... ibaresini kullanarak hizmetlerini sürdürdüğünü, kamuoyu nezdinde ... ibaresi söz konusu olduğunda akla ... Bankası’nın geleceğini, 2014/45468 sayılı (ŞEKİL+... ) ibareli başvuru markasının davacının ... ibareli markaları ile birebir aynı olduğunu, markaların asli ve ayırt edici unsurlarının ... ibaresi olması nedeniyle markaların KHK’nın 8/1-b, 8/4 ve 9’uncu maddeleri kapsamında benzer ve karıştırılma ihtimali bulunduğunu, başvuru markasının davacı bankanın seri markalarından biri olarak algılanacağını, markaların kapsamında yer alan malların ilintili olduğunu, başvuru markasının davacı markaları ile ilişkilendirilebilecek olması nedeniyle markalarının itibarının istismar edilmesi sonucunu doğuracağını, 8/3. md. uyarınca da tescil engelinin bulunduğunu, dava konusu marka başvurusunun ...’nın haksız rekabet hükümlerine de aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek davalı ... ..."nın 2015/M-6486 sayılı kararının iptaline, davalı markasının tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Yatırımları Üretim İnş. Taah. Tic. ve San. A.Ş. vekili; davalının Türkiye’nin ilk lisanslı güneş enerjisi kurulumunu yapacak firma olduğunu, davacı ile farklı sektörlerde hizmet verdiklerini, davalının yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösterdiğini, "..." ibaresinin davacının tekelinde olamayacağını, farklı sektörlerde birçok markada "..."
ibaresinin kullanıldığını, "... " markasının aynı zamanda 2012 yılında kurulan şirketin unvanı olması nedeniyle, ... kararının hukuka ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraf markalarında "ayniyet" olgusuyla bir markanın tamamen taklit edilmesinin somut olayda gerçekleşmediği, “ayırt edilemeyecek derecede benzerlik” yönünden taraf markalarının birebir aynısı olmamakla birlikte ilk bakışta fark edilemeyecek derecede aynı oldukları da söylenemeyeceğinden KHK 7/1-b koşulunun gerçekleşmediği, davacının markaları ile davalının başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığından 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında iltibasın oluşmadığı, 556 sayılı KHK 8/4 maddesi açısından ise davacı markasının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyinin bankacılık ve finans sektörü ile sınırlı olduğunu, davalının 11. ve 40. sınıfta yaptığı marka başvurusuyla bu emtialar yönünden haksız bir yarar sağlayabileceği, davacının tanınmış markasının itibarına bu yönde zarar verebileceği hususlarının davacı tarafından ispatlanamadığını, davacının başvuru ibaresinde kapsadığı sınıf açısından 556 sayılı KHK m. 8/3 anlamında öncelik hakkı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 07/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.