8. Hukuk Dairesi 2014/6036 E. , 2015/6727 K.
"İçtihat Metni"İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Şikayetçi vekili İcra Mahkemesi"ne başvurusunda, ......... İcra Müdürlüğü"nün 2013/8313 Esas sayılı icra takibi nedeniyle tahliyesi talep edilen evin iyi niyetli 3. şahıs olan vekiledenine ait olduğunu, ilam borçlusunun tahliyesi istenen evde olup olmadığı araştırılmadan vekiledenine gayrimenkulü tahliye etmesi için 15 günlük süre verildiğini, vekil edeninin ne takibe dayanak ilam dosyasında ne de icra takibinde taraf olmadığını belirterek 07/10/2013 tarihli haciz tutanağı ile evin tahliyesi için verilen 15 günlük mühlet işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı vekili şikayetin reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, icra takibine dayanak ilam dava tarihinden sonra hükümden önce tapu kaydına göre şikayetçi tapu maliki olduğundan İİK"nun 27. maddesi hükmü gereğince şikayetin kabulüne karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İİK"nun 18. maddesinde; ""İcra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılır ve bu işlerde basit yargılama usulü uygulanır. Şu kadar ki, talep ve cevaplar dilekçe ile olabileceği gibi tetkik merciine ifade zaptettirmek suretiyle de olur. Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir.. "" düzenlemesi mevcuttur.
Somut olayda duruşma açılmış, ancak Mahkemece, tahliyesi istenen taşınmazın ilamda belirtilen taşınmaz olup olmadığı araştırılmadan karar verilmiştir. Zira dayanak ilamda “... davalı .... .... ve ...."in dava konusu 6 nolu taşınmaza müdahalelerinin meni ile taşınmazdan tahliyelerine, taşınmazın davacıya ait olduğunun tespitine...” karar verilmiş, icra emrinde “davalı borçluların, ".... ..... Mevki 9226 parsel, .... Mah, ... Cd., No:31, Kat:2 ve D:6 ...." adresindeki taşınmaza müdahalelerinin meni ile taşınmazdan tahliyeleri” istenmiş, icra emrinin infazı için 07/10/2013 tarihinde icra emrinde yazılı adrese hacze gidildiğinde kapı kapalı olduğundan, borçluya mecuru 15 gün içinde tahliye etmesi için süre verildiğine dair tutanak kapıya asılmıştır. Şikayetçi vekili “.... Mah. ..... Cd., 31/3 .....” adresindeki evin mülkiyetinin vekiledenine ait olduğunu belirterek eldeki davayı açmıştır. Bu halde, icra emrinde tahliyesi istenen taşınmaz ile şikayet dilekçesinde belirtilen taşınmazın kat numaraları farklıdır. Diğer taraftan, taşınmazın tapu kaydında taşınmazın niteliği tarla olarak görünmekte ve çok hisseli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, Mahkemece dayanak ilamda tahliyesi istenen taşınmaz ile şikayete konu taşınmazın aynı olup olmadığının öncelikle çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bunun için, gerektiğinde takip dayanağı ilam dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporu ve eki krokinin mümkünse aynı bilirkişiler temin edilerek yerinde uygulanarak sonuca gidilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, tahliyeye konu evin ilamda belirtilen taşınmaz olduğu tespit edilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.