9. Hukuk Dairesi 2015/9481 E. , 2018/5374 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile fazla mesai ücreti, izin ücreti, hafta tatili ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde tezgahtar olarak 2005 yılında çalışmaya başladığını, son 2,5-3 yıldır sağlık problemleri olduğunu, bacaklarında ciddi boyutta kemik erimesi ve damar tıkanıklığı olduğunu, öncelikle ... Samatya hastanesine başvurduğunu ve tedavisinin 1,5 sene sürdüğünü, bu hastanede tedavi görürken kendisine 2-3 defa istirahat raporu verildiğini, sonrasında Cerhhahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji bölümünde tedavi olmaya başladığını, 2011 Ağustos ayında bacaklarındaki damar tıkanıklığı nedeniyle ... Mehmet Akif Ersoy Hastanesinde tedavi olduğunu, bu hastaneden 27.09.2011-06.10.2011 tarihlerini kapsayan istirahat raporu verildiğini, devamında yine 19.10.2011-28.10.2011 tarihlerini kapsayan ikinci bir istirahat raporu verildiğini, müvekkilinin rapor bitiminde 29.10.2011 tarihinde işbaşı yaptığını ancak 30.10.2011 tarihinde çıkışının verildiğini, davalının sağlık problemleri nedeniyle istirahat raporu alan bir işçiyi çalıştırmak istemediğini beyan ederek işten çıkardığını ileri sürerek, kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatları ile ücret, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kıdem ve ihbar tazminatı kısmi dava açılamayacağını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, iş akdinin davalı işverenlikçe feshedilmediğini, davacının önce 27.09.2011-06.10.2011 tarihlerini kapsayan istirahat raporunu işverene verdiğini, rapor bitiminde işyerine gelerek bir süre çalıştığını, sonrasında 19.10.2011-28.10.2011 tarihlerini kapsayan ikinci bir rapor verdiğini, rapor bitiminde 29.10.2011 tarihinde işyerinde iş başı yapmadığını, işyeri yetkilisi ile görüşerek Çorum Osmancık Demeğinde 2 gün önce 27.10.2011 tarihinde işbaşı yaptığını belirterek daha önce işverenden aldığı 5.000,00 TL’yi tazminatlarına saydığını, tazminata karşılık biraz daha para istediğini, artık çalışmayacağını söyleyerek istifa ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı tarafından iş akdinin haklı veya geçerli nedenle feshedildiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Usul açısından;
a-Mahkemece, karar gerekçesinde bir yandan “davalı tarafından dosyaya sunulan ücret bordrolarında davacının hafta tatili çalışmalarına ilişkin bir tahakkuk bulunmadığı” denirken diğer yandan hafta tatili ücretlerinin bordrolarda tahakkuk ettirilerek ödendiği gerekçesiyle hesaplama yapmayan bilirkişi raporuna itibarla hafta tatili alacağı talebinin reddine karar verilmesi suretiyle gerekçe-hüküm çelişkisi yaratılması hatalıdır.
b-Mahkemece, davacının ücretinin aylık net 1.000 TL olarak tespitiyle talep konusu fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarını hesaplayan 18/09/2014 tarihli bilirkişi raporunun 2. seçeneğinin hükme esas alındığı karar gerekçesinde açıklanmasına karşın, aylık net 643,74 TL üzerinden söz konusu alacakların hesaplandığı 1. seçeneğe göre hüküm kurulması gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki bir başka çelişki olup, bu durum 6100 sayılı HMK’nın 298/2. maddesine aykırıdır.
3-Esas açısından;
a-Taraflar arasında, işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi son aylık ücretinin net 1.000 TL olduğunu iddia etmiş, davalı işveren ise davacının asgari ücret aldığını savunmuştur.
Dosya içeriğine göre, Mahkemece yapılan emsal ücret araştırması ve dinlenen tanık beyanları ile davacı son aylık ücretinin net 1.000 TL olduğunu kanıtlamıştır. Talep edilen tüm alacakların kanıtlanan ücrete göre belirlenip hüküm altına alınması gerekirken, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının aylık net 643,74 TL’lik ücret esas alınarak hüküm altına alınması hatalıdır.
b-Davacı işyerinde hafta tatillerinde çalıştığını ve karşılığı ücretlerin ödenmediğini iddia ederek alacak talep etmiş, ispat noktasında da tanık deliline dayanmıştır. Mahkemece dinlenen tanık beyanları ile davacının işyerinde hafta tatillerinde çalıştığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının hafta tatili çalışmaları karşılığında imzalı ücret bordrolarında her ay ücret tahakkuku yapıldığı gerekçesiyle bir hesaplama yapılmamıştır.
Davalı tarafından davacıya ait ücret bordrolarının tamamının dosyaya sunulmadığı, sunulan imzalı ücret ücret bordrolarındaki hafta tatili tahakkuklarının hafta tatili çalışma ücreti değil, çalışılmadan ödenmesi gereken karşılıklar olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenle, Mahkemece davacının hafta tatili çalışma ücretlerinin hesaplatılıp hüküm altına alınması gerekirken, yazılı gerekçe ile bu talebin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 15.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.