Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/7337
Karar No: 2014/11276
Karar Tarihi: 11.11.2014

Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2014/7337 Esas 2014/11276 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2014/7337 E.  ,  2014/11276 K.

    "İçtihat Metni"


    Tebliğname No : 9 - 2014/342279
    Mahkemesi : Pendik 3. Asliye Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 04.04.2012
    Numarası : 2010/904 - 2012/443
    Suç : Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak sanık hakkında kamu davası açılması mümkün görülmüştür.
    1- İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK"nın 268. maddesinde tanımlanan "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği somut olayda; kesinleşmiş mahkumiyet kararı nedeniyle hakkında yakalama kararı bulunan ve bu kararın infazına engel olmak amacıyla mağdur B.. G.."e ait kendi fotoğrafı yapıştırılmış nüfus cüzdanını kolluk görevlilerine ibraz eden sanığın eyleminin TCK"nın 206. maddesinde tanımlanan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabule ve uygulamaya göre de;
    a- Sanığın gözaltında geçirdiği sürenin TCK"nın 63. maddesi uyarınca mahsubuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    b- Hüküm fıkrasında suç adının “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” yerine “iftira” ve sanık hakkında temel ceza tayin edilirken uygulama maddesinin "TCK"nın 268. maddesi yollamasıyla 267/1. maddesi" yerine doğrudan "TCK"nın 267. maddesi" olarak gösterilmesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 11.11.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY:
    08.09.2010 tarihli yakalama tutanağı içeriğine göre; kesinleşmiş hapis cezasının infazı için aranmakta olan, aynı zamanda cezaevi firarisi olup sahte kimlikle dolaştığı ve olay günü bir dernekte olduğu istihbar edilen, söz konusu dernekte verilen eşgale uyan ve üzerinde kendi resmi bulunan kardeşi B.. G.. adına düzenlenmiş sahte kimlikle yakalanan, ikamet adresine gidilip öz kardeşleri tarafından teşhis edilerek gerçek kimliğinin L.. G.. olduğu anlaşılan ve teşhis sonucu kendisinin L.. G.. olduğunu kabul eden sanığın eyleminin; Yargıtay 11. Ceza Dairesinin istikrarlı uygulamalarına ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.04.2014 tarih ve 2013/9-542, 2014/153 sayılı Kararında belirtilen ilkelere göre, somut olayda, sanığın kesinleşmiş hapis cezasından dolayı aranması ve cezaevinden firar etmesi nedeniyle kendi kimlik bilgileri ile kovuşturma aşamasında aranıyor olması nedeniyle TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçununun unsurlarının oluşmadığı, yine anılan CGK kararına göre sahte olarak düzenlenen resmi bir belgenin olmaması, resmi belge düzenlemeye yetkili polis memurlarının sanığın ikamet adresini, olay gününde bulunduğu yeri, eşgalini, sanığın sahte kimlik kullandığını bilmeleri, sanığı kardeşlerine teşhis ettirerek gerçek kimliğini tespit etmeleri, bu nedenle yalan beyan sonucu yanıltılarak sahte bir belge düzenlemelerinin sözkonusu olmaması, resmi belge düzenlemeye yetkili memurun beyanın doğruluğunu araştırarak gerçek durumu tespit etmesi karşısında, TCK"nın 206. maddesinde yer alan resmi belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunun da unsurlarının oluşmadığı, kamu görevlisine görevinin gereği gibi yerine getirilmesi için sorulması durumunda kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması nedeniyle Kabahatler Kanununun 40. maddesinde yer alan kimliği bildirmeme kabahatinin oluştuğu, hükmün sanığın eyleminin TCK"nın 206. maddesinde yer alan resmi belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğundan değil de Kabahatler Kanununun 40. maddesindeki kimliği bildirmeme kabahatini oluşturduğu gerekçesiyle bozulması gerektiği düşüncesiyle, Sayın çoğunluğun bozma gerekçelerine yukarıdaki nedenlerle katılmıyorum. 11.11.2014




















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi