17. Hukuk Dairesi 2017/131 E. , 2019/8841 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacıların miras bırakanları müteveffa ..."ın 21/03/2015 günü Konya yönünden Isparta yönüne sürücü ... sevk ve idaresindeki ... plakalı minibüs içerisinde yolcu olarak seyri sırasında meydana gelen tek taraflı kaza sonucu öldüğünü, mirasçıları olarak davacı anne ve babasının kaldığını, murisin araçta yolcu olup müterafik kusurunun bulunmadığını, aracın davalı ... şirketine taşımacılık sigortası ile sigortalı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik her bir davacı için 5.000,00 TL"den toplamda 10.000,00 TL destek tazminatının avans faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunulmuştur.
Davalı vekili; ... plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 30/07/2014-2015 dönemi itibariyle zorunlu karayolu taşımacılık mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, genel şartlar A.5/b maddesi uyarınca yolcu bileti olmayan kişilerin taleplerinin teminat dışı bırakıldığını, dava konusu olayın ticari olmayan taşıma sırasında meydana geldiğini, davacıların ve müteveffanın araçta hatır için taşındığını belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, davalı ... şirketine zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araçta yolcu olarak seyri sırasında meydana gelen tek taraflı kaza sonucu öldüğü ve davacıların murisin desteğinden yoksun kaldığını, davacılar mirasçı olup davalı ... şirketi yönünden 3. kişi konumunda bulunduğunu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyeti raporu sonucu destek zararı davacı ... için 50.446,17 TL, davacı ... için 37.382,05 TL olarak belirlenmekle bu miktarlar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı ...Ş. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile yakınlarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-6100 sayılı HMK"nun 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasınıda içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Savunma hakkını güvence altına alan T.C Anayasa"sının 36. maddesinde de buna paralel düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda; davalı ... şirketi kendini vekil ile temsil ettirmiş, duruşmalara katılmasa davaya cevap dilekçesini ibraz etmiştir. Mahkeme tarafından alınan hesap raporu davalı vekiline tebliğe çıkarılmış, 14.07.2016 tarihinde rapor davalı ... vekiline tebliğ edilmiş, ancak Mahkeme kendini vekil ile temsil ettiren davalı vekiline bilirkişi raporları tebliğ edildikten sonra beyan süresi henüz dolmadan 19.07.2016 tarihli duruşmada karar vererek davalı şirketin bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itirazda bulunma hakkını vermeyerek davalı tarafın savunma hakkını kısıtlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 280.maddesinde bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edileceği, 281. maddesinde ise bilirkişi raporuna karşı tarafların iki haftalık süre içerisinde rapora itiraz edebileceği öngörülmüştür.
Bu durumda mahkemenin bilirkişi raporuna karşı davalı vekilinin rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda yasal sürenin tamamlanmasını beklemesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde bu süre sona ermeden karar verilerek savunma hakkının kısıtlanması doğru değildir. Bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Yukarıda açıklanan bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1)nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 01/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.