20. Ceza Dairesi 2018/599 E. , 2018/2958 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/10/2017 tarihli ve 2017/213 esas, 2017/601 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 15/01/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonucunda, 13/11/2014 tarihli ve 2014/156177 soruşturma, 2014/1309 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun"un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 26/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği,
2- İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kararın gereğinin ifası için 17/11/2014 tarihinde İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderildiği, İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 27/11/2014 tarihli çağrı yazısının şüpheliye 15/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle 22/01/2015 tarihli yazı ile evrakın kapatılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği,
3- İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca şüpheli hakkında, dava açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak 27/05/2015 tarihli ve 2015/58123 soruşturma, 2015/25367 esas sayılı iddianame ile sanık hakkında kamu davası açıldığı,
4- İstanbul Anadolu 64.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 12/10/2016 tarihli 2015/213 esas ve 2016/429 sayılı kararı ile; ısrar koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle “kamu davasının durmasına” karar verildiği, kararın kanun yoluna gidilmeden 24/11/2016 tarihinde kesinleştiği,
5-İstanbul Anadolu C.Başsavcılığınca sanığa “7 gün içinde savcılığa başvurmadığı takdirde yükümlülük ihlalinde ısrar etmiş sayılacağı ve kamu davası açılacağı uyarısını” içeren tebligat çıkarıldığı, 23/02/2017 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, savcılığa başvurmaması nedeniyle 27/03/2017 tarihli, 2017/9039 soruşturma ve 2017/10929 esas sayılı iddianame ile sanık hakkında kamu davası açıldığı,
6- Kanun yararına bozmaya konu İstanbul Anadolu 64.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/10/2017 tarihli 2017/213 esas ve 2017/601 sayılı kararı ile;
“… sanık savunması,soruşturma evrakı kapsamı ve kamu davasının ertelenmesi kararı ile bu kararın infazına ilişkin Denetimli Serbestlik Müdürlüğü dosyası kapsamında
sanığın erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedbirin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi durumu mevcut olmadığından ve kamu davası açılması şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından TCK’nın 191/4-a maddesi ve CMK’nın 223/8-2.cümlesi uyarınca kamu davasının durmasına” karar verildiği, kararın 26/10/2017 tarihinde kanun yoluna gidilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 5 yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesini müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymaması nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca kararın kaldırılarak açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda kovuşturma şartının henüz gerçekleşmemiş olması nedeniyle kamu davasının durmasına dair İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/10/2017 tarihli ve 2017/213 esas, 2017/601 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/10/2017 tarihli kararıyla, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmediğinden bahisle kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın durmasına dair karar verilmiş ise de,
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/11/2014 tarihli ve 2014/156177 soruşturma, 2014/1309 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın 26/11/2014 tarihinde usulüne uygun şekilde 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından yapılan uyarılı davetnamenin ise 15/12/2014 tarihinde yine Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, uyarıya rağmen hükümlünün Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine dosyasının kapatılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yükümlülük ihlali yapıldığı ve çağrıya uyulmaması halinde kamu davası açılacağı şerhini içerir ısrar davetiyesinin 23/02/2017 tarihinde yine Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, şüphelinin bu çağrıya da uymadığı, böylece denetimli serbestlik tedbirine uymama konusunda ısrar gösterdiği anlaşılmakla, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/10/2017 tarihli ve 2017/213 esas, 2017/601 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan başlatılan soruşturmada, Cumhuriyet Savcısı tarafından beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceği, Cumhuriyet savcısının, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyaracağı, kişinin, erteleme süresi zarfında, kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde hakkında kamu davası açılacağı hükme bağlanmıştır.
İncelenen dosya içeriğine göre; şüpheli hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından 2014/17271 DS dosyası üzerinden şüpheliye gönderilen çağrı tebliğ edilmiş, şüphelinin 10 gün içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmaması üzerine, 22/01/2015 tarihinde kayıt kapatılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca şüpheli hakkında, dava açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak 27/05/2015 tarihli ve 2015/58123 soruşturma, 2015/25367 esas sayılı iddianame ile sanık hakkında kamu davası açılmış, İstanbul Anadolu 64.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 12/10/2016 tarihli 2015/213 esas ve 2016/429 sayılı kararı ile; ısrar koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle “kamu davasının durmasına” kararını müteakip
İstanbul Anadolu C.Başsavcılığı’nca “yedi gün içinde savcılığa başvurmadığı takdirde yükümlülük ihlalinde ısrar etmiş sayılacağı ve hakkında kamu davası açılacağı uyarısını” içeren tebligat 23/02/2017 tarihinde sanığa tebliğ edilmiş, bu kez sanığın savcılığa başvurmaması nedeniyle 27/03/2017 tarihli, 2017/9039 soruşturma ve 2017/10929 esas sayılı iddianame ile hakkında kamu davası açılmıştır.
Şüpheli hakkında, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak kamu davası açılabilmesi için şüphelinin erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi gerektiği, şüphelinin fiilinin ısrar olarak değerlendirilebilmesi için de, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce en az 2 kez ihtar yapılmış olması ve şüphelinin usulüne uygun 2 haklı ihtara rağmen davete icabet etmemesi veya başka herhangi bir şekilde haberdar olmasına rağmen ısrarla denetime uymaması gerektiği, somut olayda, şüpheliye İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün çağrı kağıdının tebliğ edildiği, şüphelinin tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği, mahkemenin ilk durma kararından sonra İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca dosyanın Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ne gönderilerek tedbirin infazın devam edilmesi gerekirken İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca “yedi gün içinde savcılığa başvurmadığı takdirde yükümlülük ihlalinde ısrar etmiş sayılacağı ve hakkında kamu davası açılacağı uyarısını” içeren tebligat yapılmasının ve bu tebligattan sonra iddianame ile kamu davası açılmasının usule ve kanuna uygun olmadığı, sonuç olarak; şüpheli hakkında ısrar şartının gerçekleşmediği, açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, şüpheli hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği, bu nedenle incelemeye konu durma kararının kanuna uygun olduğu anlaşıldığından kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
D-Karar:
Açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmediğinden; İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/10/2017 tarihli ve 2017/213 esas ve 2017/601 sayılı kararının kanun yararına bozulması isteminin REDDİNE, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 27/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.