Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/17-1476
Karar No: 2013/564
Karar Tarihi: 17.04.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/17-1476 Esas 2013/564 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/17-1476 E.  ,  2013/564 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Uşak 1.Sulh Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 17/05/2012
    NUMARASI : 2012/107  E-2012/563  K.

    Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Uşak 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.09.2010 gün ve 2008/1900 E.-2010/923 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 15.12.2011 gün ve  2011/4337 E-2011/12326 K. sayılı ilamı ile;
    (...Davacı vekili, davalı taraf aracının müvekkiline ait araca çarparak hasarladığını, davalı sürücünün kırmızı ışık ihlali nedeniyle olayda tamamen kusurlu olduğunu, müvekkilinin aracında 6.500,00 TL’den fazla hasar meydana geldiğini belirterek şimdilik 6.280,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden diğer davalıdan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, 28.09.2010 tarihli duruşmada davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasını talep etmiştir.
    Davalı Hacı Yıldırım vekili, kusuru, hasarı kabul etmediğini, davacının olayda kırmızı ışık ihlali yaptığını, davacı aleyhinde mahkemenin 2008/1700 Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını dosyaların birleştirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı Başak Groupama Sigorta A.Ş vekili, sigortalının kusuru oranında azami poliçe limiti ile gerçek zarardan sorumlu olduklarını, davadan önce temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 3.267,10 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek kanuni faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    1086 sayılı HUMK.nun 275.maddesi (6100 sayılı HMK.nun 266.maddesi) gereğince; "Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez." Trafik kazalarından kaynaklanan davalarda tarafların kazada kusurlu olup olmadıkları, var ise kusur oranlarının ve araçlarda meydana gelen hasar miktarının tespiti teknik bilgiyi gerektirdiğinden hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenecek konulardan değildir.
    Bu nedenle uyuşmazlığın çözümü için kusur ve hasar konusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir. Ayrıca kaza tespit tutanaklarının aksi ispat edilinceye kadar geçerli belgelerden olduğu kabul edilmiştir. Haksız fiillerde tutanağın aksini tanık ile ispat etmek de mümkündür.
    Somut olayda, kaza tespit tutanağında sürücülerin tutarsız bilgiler verdiği, her iki sürücünün de yeşil ışıkta geçtiğini iddia ettikleri belirtilerek kusur durumu tespit edilmemiştir. Ancak keşif mahallinde dinlenen davacı tanığı S.E.açıkça davacının yeşil trafik ışığı yanınca hareket ettiğini, sol taraftan hızla kavşağa giren davalı aracının kendisinin de içinde bulunduğu araca sol ön tarafından çarptığını ifade etmiştir. Dosya kapsamına göre davalı taraf, bunun aksini ispat edememiştir. Tanık beyanı ile davacının yeşil ışıkta geçtiği, davalı sürücünün kırmızı ışık ihlalinde bulunduğu sabit olmuştur. Keşiften sonra alınan 25.11.2009 tarihli bilirkişi raporu ve daha sonra kusur ve hasar konusunda uzman bilirkişi tarafından tanzim edilen 19.03.2010 tarihli raporlarda da davalı Hacı Yıldırım"ın kırmızı ışık ihlali nedeniyle %100 kusurlu olduğu, davacının olayda kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece davalı Hacı Yıldırım"ın davaya konu trafik kazasında %100 kusurlu olduğunun kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde yanlış değerlendirmeler neticesinde %50 kusur oranına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi  doğru görülmemiştir.
    3-Kabule göre de; haksız fiilden doğan tazminat alacaklarında kural olarak faiz başlangıcı olay tarihidir. Zarar gören, tazminat alacağına zararın doğduğu an hak kazanır. Haksız fiillerde olayın vuku tarihinde alacağın muaccel olduğu ve dolayısıyla borçlunun temerrüde düştüğü kabul edilmekte haksız fiil failinin temerrüdü için ayrıca alacağı istemeye yönelik ihtar keşide edilmesine gerek bulunmamaktadır. Davacı vekili, davalı Hacı Yıldırım"dan kaza tarihinden, davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren temerrüt  faizine karar verilmesini talep etmiştir.
    Bu durumda mahkemece talep gibi davalı Hacı Yıldırım yönünden 15.08.2008 kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken diğer davalı sigorta şirketi ile birlikte onun yönünden de dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi de isabetli görülmemiştir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

               HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, temerrüt tarihine ilişkin bozma ilamına uyulmuş ancak bozma ilamının (2) nolu bendi yönünden önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu’nda işin esasının görüşülmesinden önce; yerel mahkemenin temyize konu direnme kararında Özel Daire’nin bozma ilamına karşı hangi gerekçeyle direnildiğine ilişkin herhangi bir özel açıklama yer almaması ve kararın gerekçe bölümünün, bütünüyle Özel Dairece bozulan 28.09.2010 günlü kararın gerekçe kısmının aynen tekrarından ibaret olması nedeniyle; temyize konu direnme kararının gerekçe ihtiva edip etmediği hususunun  ön sorun olarak değerlendirilmesi sonrasında, ön sorun bulunmadığına oybirliği ile karar verilerek işin esasının görüşülmesine geçilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; trafik kazasında tarafların kusur oranlarının tespiti için iki ayrı bilirkişi raporu alınmasından sonra, mahkemece, bu raporlara aykırı olacak şekilde kusur oranı takdir edilmek suretiyle karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 275.maddesi uyarınca; uyuşmazlığın çözümünün özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği durumlarda bilirkişilerin oy ve görüşünün alınması gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 266.maddesi de aynı yönde düzenleme içermektedir.
    1086 sayılı HUMK’nın 286.maddesinde belirtilen bilirkişinin rey ve mütalaasının hâkimi bağlamayacağı hükmü (HMK m.282), hâkimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği, bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor (HUMK m. 283; HMK m.281/2) alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği (HUMK m. 284; HMK m.281/3) şeklinde anlaşılmalıdır. Yoksa hâkimin bir kez bilirkişiye gittikten sonra, bundan dönerek teknik bilgi gerektiren bir konudaki uyuşmazlığı, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgi ile çözümleyemez.
    Somut olayda; yerel mahkeme tarafından da bidayette, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde hâkim tarafından bilinemeyen özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir halin varlığı kabul edilmiş ve HUMK"nun 275.maddesine uygun olarak iki ayrı uzman bilirkişiden rapor alınmış, ancak daha sonra bu raporlar ile belirlenen kusur oranına itibar edilmeyerek trafik kazasının oluş şekli mahkeme hâkimince  kritiğe tabi tutularak, farklı bir kusur dağılımı esas alınmak suretiyle karar verilmiştir.
    Trafik kazasına karışan araç sürücülerinin kazanın oluşumundaki kusur oranlarının belirlenmesinin özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği ve bu konuyu, hâkimin hukuki ve mesleki bilgisi ile çözümleyemeyeceği hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
    Bu nedenledir ki, yerel mahkemece; davalı araç sürücüsünün trafik kazasının meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu belirleyen bilirkişi raporları esas alınmak suretiyle tazminata hükmedilmelidir.
    O halde; Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanunun 440/III-2.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 17.04.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi