1. Hukuk Dairesi 2017/5486 E. , 2018/828 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişme konusu 101 ve 102 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanı İbrahim Halil ... intikal ettiğini, davalının eşi olan kardeşi ..."ın isteği üzerine taşınmazların intikal, kiraya verilmesi ve sulama işlemleri amacıyla ..."ı vekil tayin ettiğini, ancak vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazları davalı eşine satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası ile açılan davada pay oranında istekte bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece, “ ... davacı, mirasbırakanı tarafından temlik edilen pay bakımından istekte bulunmayıp, kendi payını istemektedir. Mahkemece davanın reddine gerekçe yapılan kuralın eldeki dava bakımından uygulama yeri yoktur. Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir...” gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, vekil ...’ın vekalet görevini kötüye kullanarak dava konusu taşınmazları davalı eşi ...’ye satış yoluyla temlik ettiği, vekil ile davalının el ve iş birliği içerisinde hareket ettiği, davalının durumu bilen ya da bilmesi gereken konumunda bulunması nedeniyle 4721 sayılı TMK’nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ancak, davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve davacının çekişmeli taşınmazlarda mirasbırakanı ...’den kendisine intikal eden 1/5’er paylar yönünden dava açtığı gözetilerek anılan payların dava tarihindeki değeri üzerinden harç ve vekalet ücretinin hesaplanması gerekirken çekişmeli taşınmazların tamamının değeri üzerinden fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; 1- Hükmün ( 3. ) bendinin tümden çıkarılmasına, yerine; ‘’ Alınması gereken 3.667,35 TL harçtan peşin alınan 74,25 TL ve 3900,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile fazla alınan 306,9 TL’nin talep halinde davacıya iadesine, davacının peşin ve tamamlama harcı olarak yatırdığı toplam 3.974,25 TL’den talep halinde iade edilecek 306,9 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 3.667,35 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ‘’ bendinin yazılmasına,
2- Hükmün ( 6. ) bendinde yazılı ‘’ 19.908,67 TL ‘’ ibaresinin çıkarılmasına, yerine; ‘’ 6.255,57 TL ‘’ ibaresinin yazılmasına, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.