2. Ceza Dairesi 2019/8257 E. , 2019/8285 K.
"İçtihat Metni"Karşılıksız yararlanma suçundan sanık ..."ın’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine dair İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2018 tarihli ve 2018/15 esas, 2018/434 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 08/03/2019 gün ve 94660652-105-34-2093-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/03/2019 gün ve 2019/29296 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre; sanığın sözleşmesiz sayaçtan elektrik kullandığına dair 29/03/2016 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına göre Mahkemesince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine dair karar verilmiş ise de; benzer bir olayda Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 09/04/2018 tarihli ve 2018/616 esas, 2018/4761 sayılı kararında da "Kurum zararının soruşturma aşamasında ödenmesi hâlinde TCK"nın 168/5. fıkrası gereğince kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekli olduğu, bu konuda soruşturma aşamasında yapılması gerekip yapılmayan usûl işlemlerin kovuşturma aşamasında tamamlanması sebebiyle bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktar belirlenip, verilecek makul sürede ödenmesi hâlinde etkin pişmanlıktan faydalanabileceği, TCK"nın 168/5 ve CMK"nın 223/8. fıkraları uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediği için suç tarihine göre düşme kararı verileceği, ödenmediği takdirde yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı tebliğ ve ihtar edilip yüze karşı ise talep etmesi hâlinde, tebligat yapılıyor ise makul bir süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği halde, eksik kovuşturma ile mahkûmiyet hükmü kurulması,.." belirtildiği üzere, 5237 sayılı Kanun"un 168/5. maddesi uyarınca etkin pişmanlıktan yararlanabileceği hususu hatırlatılıp, talep etmesi hâlinde zararı gidermesi için kendisine süre verilerek sonucuna göre sanığın hukukî durumunun değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda, sanığın bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktar belirlenip, verilecek makul sürede ödenmesi hâlinde etkin pişmanlıktan faydalanabileceği hususu ihtar edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
6352 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK"nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergili gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK"nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği dikkate alındığında ve bu açıklamalar ışığında somut olayda değerlendirildiğinde; katılan kurumun sanıktan talep ettiği zararın 160,07 TL olduğunun ve soruşturma aşamasında kendisine ödeme ihtarı yapılmayan sanığın, dosyaya sunduğu 14.01.2019 tarihli dilekçe ekinde yer alan dekonta göre 22.11.2018 tarihinde katılan kuruma toplam 8410 TL’lik ödemede bulunarak katılan kurumun zararını giderdiğini belirttiğinin anlaşılması karşısında; katılan kurumdan zararının giderilip giderilmediği sorularak giderildiğinin anlaşılması durumunda sanık hakkında CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi, aksi halde açıklanan şekilde işlem yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (İSTANBUL ANADOLU) 52. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 07.06.2018 tarihli ve 2018/15 E., 2018/434 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 06/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.