Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/18-1077
Karar No: 2013/561

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/18-1077 Esas 2013/561 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/18-1077 E.  ,  2013/561 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 13/03/2012
    NUMARASI : 2010/425-2012/67

    Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davanın kabulüne dair verilen 17.03.2009 gün ve 2007/481 E., 2009/95 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi"nin 15.02.2010 gün ve 2009/8664 E., 2010/1962 K. sayılı ilamı ile;
    “...1-Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yapı birim fiyatlarının yılın tamamında geçerli olmak üzere saptandığı ve davaya konu yapı için değerlendirme tarihi olan 2007 yılı birim fiyat  listesine göre değerlendirme yapılması gerektiği dikkate alınmadan, bu değere ayrıca endeks ilavesi yapılmış olması,
    2-Dava konusu 440 ada 64 parsel sayılı ve emsal alınan 1242 ada 24 parsel sayılı taşınmazların bağlı bulunduğu cadde veya sokak için 2007 yılı itibarıyla emlak vergisine esas olmak üzere belirlenen asgari m2 fiyatları ilgili Belediye Başkanlığından getirtilmeyerek bilirkişi raporlarındaki vergi değerleri karşılaştırmasının  denetlenme imkanının sağlanmamış olması,
    Doğru görülmemiştir...”
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
                
                                           HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava; kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davalıya ait 440 ada 64 parselde kayıtlı 78,5-m² zemin + zeminüstü taşınmazın bulunduğu alanın Bakanlar Kurulu kararı ile afete maruz bölgelerden ilan edildiğini, kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde belediye tarafından 20.07.2006 tarihli encümen kararı ile dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiğini, taşınmaz maliki ile yapılan görüşmelerden bir sonuç elde edilemediğini belirterek, dava konusu taşınmazın değerinin tespit edilerek davacı idare adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile yaptığı görüşmelerde dava konusu taşınmazın değerinin düşük belirlenmesi nedeniyle anlaşmaya varılamadığını, müvekkilinin taşınmazını değerinin konumu, imar durumu ve objektif değer artırıcı unsurlar dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini beyan etmiştir.
    Yerel Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire"ce yukarda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur. Bozmadan sonra yapılan yargılama sonunda yerel mahkemece bozma ilamının ikinci bendine uyulmasına, birinci bendine ise direnilmesine kararı verilmiştir.
    Direnme hükmünü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu’nda işin esasının incelenmesine geçilmeden önce, yerel mahkemece önceki kararda direnilmesine ilişkin oluşturulan kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi arasında çelişki bulunup bulunmadığı dolayısıyla usulüne uygun olup olmadığı, ön sorun olarak incelenip değerlendirilmiştir.
    Uyuşmazlığın çözümü açısından, öncelikle, konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Keza yine aynı Kanunun 294. maddesinde “Hükmün tefhimi, her hâlde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.” hükmüne yer verilmiştir.
    Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
    Diğer taraftan, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
    Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün ve 323 E., 391  K.;10.9.1991 gün ve 281 E., 415 K.; 25.9.1991 gün 355 E., 440 K.; 19.04.2006 gün ve 2006/4-142 E., 229 K.;  05.12.2007 gün ve 2007/3-981 E., 936 K.; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29 E., 4 K.; 19.03.2008 gün ve 2008/15-278 E., 254 K.; 18.06.2008 gün ve 2008/3-462 E., 432 K.; 21.10.2009 gün ve 2009/9-397E., 453 K.; 24.02.2010 gün ve 2010/1-86 E., 2010/18 K. sayılı kararlarında da, benimsenmiştir.
    Bu genel açıklamaların ışığında ön sorun değerlendirildiğinde:
    Mahkemece, direnme kararının gerekçesinde, bozma ilamının bir (1) numaralı bendinde yer alan, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapı yönünden, 2007 yılı birim fiyat listesine göre bilirkişi kurulunca yapılan değerlendirme sonucu bulunan değere, ayrıca endeks ilavesi  yapılmasının, doğru olmadığı yönündeki bozma nedenine direnildiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında bilirkişilerce endeks ilavesi yapılmadan hesaplanan bedele hükmedilmiştir
    Bu durumda; mahkemenin gerekçesine uygun düşmeyecek şekilde, hüküm fıkrası oluşturulduğundan, bu karar usulün aradığı anlamda “hüküm” niteliğinde bulunmadığı gibi, gerekçe ile sonuç hüküm arasında açık  bir çelişki de bulunmaktadır.
    Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kararı, usul ve yasaya uygun değildir.
    Hal böyle olunca, yerel mahkeme kararının, işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin, salt bu usuli eksikliğe dayalı olarak bozulması gerekmiştir.
    S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı  6217 Sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun"un 440/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2013 gününde, oybirliği ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi