1. Hukuk Dairesi 2015/7670 E. , 2018/826 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tüm mirasçılar adına tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, mirasbırakanları ...’un maliki olduğu 307 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 30/175 payını davalı oğlu ...’a, 30/175 payını da diğer davalı oğlu ...’a mirastan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak satış suretiyle devrettiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına tescilini, olmadığı takdirde tenkisini istemişlerdir.
Davalılar, öncelikle davada yer almayan mirasçıların olurunun alınmasını ya da miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerektiğini, ayrıca taşınmazı bedeli karşılığında edindiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin karar, Dairece, “ ... davada yer almayan mirasçıların olurunun alınması ya da miras şirketine TMK."nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir” gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davada yer almayan mirasçıların davaya muvafakatlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, 18.02.2014 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra, “Davacı vekiline bozma ilamı doğrultusunda TMK 640 madde gereğince davada yer almayan mirasçıların davanın oluru alınması yada mirasçı şirketine dava açması için 2 haftalık süre verilmesine, dava açıldığının bildirilmesi halinde dosyanın incelenmek üzere celbine,” şeklinde ara karar kurulduğu, davacılar vekilinin 04.03.2014 havale tarihli dilekçesi ile dava dışı mirasçılar ... ve ...’un davaya olurlarının bulunup bulunmadığının saptanması için isticvap edilmelerini istediği, mahkemece anılan kişilerin duruşmaya davet edilerek 17.06.2014 tarihli celsede dinlendikleri ve yazılı beyanda bulunmak için süre istedikleri, celse arasında verdikleri 20.06.2014 tarihli dilekçeleri ile davaya muvafakat etmediklerini bildirdikleri, takip eden 18.11.2014 tarihli celsede davacılar vekilince tereke temsilcisi atanması için dava açmak üzere süre talep edildiği, mahkemece bu talebin davacılar vekilinin tercih hakkını dava dışı mirasçılardan olur almak üzere kullandığından bahisle reddedildiği anlaşılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, bozma ilamında belirtildiği üzere taraf teşkilinin sağlanması için davada yer almayan mirasçıların olurunun alınması ya da miras şirketine TMK’nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerektiği, taraf teşkili eksikliğinin iki şekilde de tamamlanmasının mümkün olduğu, bir yola tevessül edilmek ile diğer yolun kapanmayacağı, bir başka deyişle izlenecek yöntemler arasında terdit bulunmadığı açıktır.
O halde, dava dışı mirasçıların davaya olur vermemesi üzerine davacılar vekiline usulüne uygun bir şekilde mirasbırakan ...’un terekesine temsilci atanması için dava açmak üzere süre verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.