Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/10-1486
Karar No: 2013/558
Karar Tarihi: 17.04.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/10-1486 Esas 2013/558 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/10-1486 E.  ,  2013/558 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 4. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 09/05/2012
    NUMARASI : 2012/102-2012/377

    Taraflar arasındaki “Tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. İş Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 15.06.2011 gün ve 2007/229 E., 2011/516 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 22.11.2011 gün ve 2011/15866 E., 2011/15706 K. sayılı ilamıyla;    
    (...09.12.1998 tarihli giriş bildirgesiyle, İstanbul Han Odabaşıları Esnaf Odası kaydına dayalı olarak 22.3.1985 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılık tescili yapılarak, zorunlu sigorta prim ödemeleri  ve askerlik borçlanma süreleri üzerinden 01.02.1999 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanan davacının, tescile dayanak alınan oda kaydının geçersiz olduğuna ilişkin müfettiş raporu üzerine iptal edilen aylığının devamına karar verilmesi istemli davasının yargılaması sonucunda, davacının anılan dönemde yük taşıma işi yaptığını belirten tanık anlatımları, ikametgah belgesi ve İstanbul Belediye’sinin yazısına dayanılarak kabul kararı verilmiştir.
          Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasanın 24. maddesidir. Buna göre bağımsız çalışmanın sigortalılık hakkı bahşedebilmesi için maddede sayılı şartların gerçekleşmesi, bir başka anlatımla hukuka uygun gelir vergisi mükellefiyeti, sicil kaydı veya oda kaydının varlığı gereklidir.
           Davacının uyuşmazlık konusu dönemde vergi kaydının bulunmadığı dosya içerisindeki belgelere göre çekişmesiz olup, oda kaydının ise müfettiş raporundaki tespit çerçevesinde gerçeğe aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
          Mahkemece, ceza davasının sonucu  araştırılarak, müfettiş incelemesine ilişkin rapor ve eki belgelerin tüm içeriğiyle gözetilmesi, tarafların gösterdiği delillerin toplanması, kayıtları tutan kuruluşun dayanak belgeleri ile özellikle aidat ödemelerine ilişkin makbuzların celbiyle, gerek duyulduğunda kayıt geçersizliği iddiasını açıklığa kavuşturmak amacıyla  bilirkişi   incelemesi  de  yapılmak  suretiyle, davacının zorunlu sigortalılık süresi yönünden bir sonuca varılması; zorunlu sigortalılığın geçersizliği sonucuna varılması halinde ise, prim ödemelerinin, ödeme tarihinden sonraki dönem için 1479 sayılı Yasanın 79. maddesi çerçevesinde isteğe bağlı sigortalılık olarak değerlendirilebileceği yönleri üzerinde durulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir...)  
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.  
     
    TEMYİZ EDEN:  Davalı vekili  
     
    HUKUK GENEL KURULU KARARI  
     
    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:  
    Dava, Kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığının yeniden bağlanması ve aylıkların faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kurumdan yaşlılık aylığı almak için 11/01/1999 tarihinde müracaat ettiğini, davalı kurum tarafından 01/02/1999 tarihinde başlamak üzere yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verildiğini, davalı kurum tarafından, müfettiş raporuna istinaden han odabaşıcılarının kaydı geçersiz olması nedeniyle yaşlılık aylığının iptal edildiğini, yapılan işlemin doğru olmadığını beyanla davalarının kabulü ile iptal edilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili, davanın haksız ve yersiz olduğunu, yetkili mahkemenin Malatya İş Mahkemesi olduğunu, han oda kaydının geçersiz olduğunu, husumetin han odabaşıcılara yöneltilmesi gerektiğini, kurum işleminde hata bulunmadığını  belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece;davacının, geçimini hamallık yaparak temin ettiğinin tanık anlatımları ile sabit olduğu, zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmesi gerektiği, çalışmanın eylemli ve gerçek olduğu hususunun oda kayıtları ile de doğrulandığı, noterlik tasdikini taşımayan üye kayıt defterlerinin ihdas edildiği düşüncesiyle varsayıma dayalı müfettiş raporu uyarınca gerçekleştirilen  Kurum işleminin hatalı olduğu gerekçeleri ile verilen; “davanın kabulüne” dair hüküm, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçelerle bozulmuş, Mahkemece önceki karar gerekçelerine ilaveten; “toplanan tüm deliller ile davacının  zorunlu Bağkur sigortalısı sayılmasını gerektirecek şekilde kendi nam ve hesabına çalıştığı iddiasının ispatlandığı kanaatine varıldığı, toplanabilecek başkaca bir delil kalmadığı,” gerekçeleri ile direnme kararı verilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelen uyuşmazlık, davacının 1479 sayılı Kanuna tabi  Bağ-Kur zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti için yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.  
    Davanın yasal dayanağı olan ve 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25 inci maddelerinde kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler, meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren zorunlu sigortalı sayılmış iken, anılan maddelerde 2229 sayılı Kanun ile yapılan ve 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, kendi adına ve hesabına çalışma olgusu sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir. Daha sonra, Kanunun 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla değişik 24 üncü maddesinin (1) numaralı bendinin (a) ve (h) fıkralarında, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı kabul edilebilmesi için, esnaf ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden muaf olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş; anılan madde 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla bir kez daha değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar (vergi kaydı bulunanlar) veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, anılan düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur.  
    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte olan 1479 sayılı Kanunun 24 üncü ve 25 inci maddelerine göre davacının, Bağ-Kur sigortalısı olabilmesi için, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olması, veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunması ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olması gerekmektedir. Davacının, uyuşmazlık konusu dönem olan 1985-1998 yılları arasında vergi kaydı ya da esnaf sicil kaydı bulunmadığı uyuşmazlık konusu değildir.  Kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı bulunup bulunmadığına gelince; hamal olarak çalışmakta olan davacının  Han Odabaşıları Odasına üyelik için gerekli olan nitelikleri taşıyıp taşımadığı konusunun araştırılması gerekmektedir. Bu nedenle  mahkemece davacının İstanbul Umum Han Odabaşıları Odasına  kaydının usulüne uygun olup olmadığı yöntemince araştırılmadan karar verilmesi doğru değildir.
    Açıklanan tüm bu maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.  
    O halde Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire  bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır
    SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8/son maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.04.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


        

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi