14. Hukuk Dairesi 2016/270 E. , 2018/65 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.11.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 189 Parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, mümkünse aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hüküm Dairemizin 2014/3819 Esas, 2014/5417 Karar sayılı ilamında ""1/2 payı da davacı ve diğer davalılar adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olduğu anlaşıldığından tapu kaydı ile 08.02.2013 tarihli ek bilirkişi raporu arasında çelişki bulunmaktadır. Bilirkişi raporunun tevzi tablosunda kendisine pay verilen "..." tapuda paydaş görünmemektedir. Bu nedenle satış bedelinin yukarıda belirtilen ilkelere uygun olarak tapu malikleri arasında paylaştırılmasına karar verilmesi gerekirken 6100 HMK"nın 297. maddesi hükmüne aykırı olarak bilirkişi raporuna atıf yapılarak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Ayrıca, 492 Sayılı Harçlar Kanunu ve eki Tarifenin karar ve ilam harcına ilişkin hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle gayrimenkulün satış bedeli üzerinden alınacak harcın binde 11.38 olması gerekirken hüküm sonucunda binde 9 (dokuz) olarak gösterilmesi de doğru görülmediği"" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda dava kabul edilerek ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü ... temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Yukarıda değinilen ilkelere göre, Muhdesat değeri belirlenerek oran kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile muhdesat sahipleri ... ve ...’in muhdesat değerleri hesaplanırken arsa paylarıda dahil edilip oran kurulmuştur. Ayrıca, muhdesatı olmayan hissedarlar için de yüzdelik oran kurulduğu anlaşıldığından, bilirkişilerden yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ek rapor hazırlanması istenmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, 492 Sayılı Harçlar Kanunu ve eki Tarifenin karar ve ilam harcına ilişkin hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle gayrimenkulün satış bedeli üzerinden alınacak harcın binde 11.38 olması gerekirken hüküm sonucunda binde 9 (dokuz) olarak gösterilmesi de doğru görülmemiştir.
Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.