13. Hukuk Dairesi 2016/29769 E. , 2017/7052 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile 11.11.2012 tarihinde 21432 ve 21450 nolu sözleşmelerle toplam 4 adet devre mülke ilişkin gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladıklarını, 34.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak devre mülke ilişkin tapu devrinin yapılmadığını belirterek 11.11.2012 tarihli devremülk sözleşmelerinin iptali ile ödediği 34.000,00 TL nin faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 11/11/2012 tarihli 21432 nolu hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi ile aynı tarihli 21450 nolu hisseli gayri menkul satış sözleşmelerinin iptaline ve 34.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6502 sayılı kanunun 3. Maddesine göre tatil amaçlı satışların yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Ancak her alıcının tüketici olarak kabulü mümkün değildir. Yasanın lafzından da anlaşıldığı üzere, tüketici olarak kabul edilmenin ilk koşulu, ticari veya mesleki olmayan bir amaçla hareket edilmiş olmasıdır. Böyle olunca, bir malı olduğu gibi ya da işleyerek bir başkasına satanlar, çıkar karşılığı devretmek üzere satın alanlar, yine bir mal veya hizmeti mesleki veya ticari amaçlarla satın alanlar tüketici sayılamayacaklardır. Burada mal herhangi bir şekilde ticari hayata geri dönmektedir.
Öyle ise; bir mal veya hizmeti, kişisel ihtiyaçları dışında, belirli bir meslek icrası, belirli bir üretimde kullanma, yeniden satış, ticari olarak kullanma vs. gibi mesleki veya ticari amaçlarla satın alanların tüketici kabul edilmeyecekleri kuşkusuzdur. Somut uyuşmazlıkta, davacının dava konusu 4 adet devre mülkü satın aldığı gözetildiğinde, bu işlemin tüketici işlemi olmadığı gibi, davacının da tüketici sıfatını taşımadığı anlaşıldığından taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır. Dava olunan miktara göre davaya bakmaya genel mahkeme görevli olduğundan, genel mahkeme sıfatıyla davanın sonuçlandırılması gerekirken, tüketici mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.