17. Hukuk Dairesi 2016/15880 E. , 2019/8830 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların ZMSS"si, sürücüsü ve işleteni oldukları aracın müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek, davacının maluliyeti nedeni ile şimdilik asgari 5.000,00 TL belirsiz maddi zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen olay tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, 25.000,00 TL manevi zararın sigorta şirketi hariç diğer davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak davanın kabulü ile toplam 36.713,30 TL maluliyet ve iş göremezlik tazminatının 06/05/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (sigorta şirketi yönünden faiz başlangıcını dava tarihi olan 30/01/2012 tarihinden itibaren ve sigorta poliçesindeki miktarla sınırlı olmak kaydı ile) davacıya verilmesine, 25.000,00 TL manevi tazminatın 06/05/2011 tarihinden itibaren
yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."e geri verilmesine 02.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.