Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2441
Karar No: 2018/5326
Karar Tarihi: 15.03.2018

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2018/2441 Esas 2018/5326 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2018/2441 E.  ,  2018/5326 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 30. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 10. İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, yetki tespit yazısının iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili müvekkilinin ana iştigal konusunun iskele ve kalıpların satışı ve kiralanması olduğunu, iskelelerin imalatının "... Mah. Org.... Cad. No:31... ...’ adresindeki fabrikada yapıldığını, depolama işlerinin yine müvekkiline ait ‘... Mah. ...Sok. No:31... ..." adresindeki depoda yapıldığını,...Mahallesinde bulunan deponun bağımsız bir organizasyonun mevcut olmadığını, emir ve talimatların asıl işyerinden verilmekte olduğunu, bu işyerinde çalışan işçilerin asıl işyerinin bordrosuna kayıtlı olduğunu, faturaların asıl işyerinde düzenlendiğini, Bakanlığın müvekkili şirketin iki işyeri olduğu ve bunun bir işletme oluşturduğu görüşünden hareket ederek diğer davalı sendikaya %40 oranını dikkate alarak yetki tespit yazısı verdiğini, somut olayda toplam işçi sayısının 150 olduğunu, bunun yansından fazlasının 76 olduğunu, yetki tespit yazısında belirtilen işyerlerinin tek bir işyeri olarak dikkate alınmasının zorunlu olduğunu, yetki tespit yazısına göre davalı sendikanın üye sayısının ise 73 olduğundan bu durumda yetki alamadığını, belirtilen çalışan ve sendika üye sayısının da doğru olmadığını, yetki tespit yazısında belirtilen üyeliklerin bir kısmının çift üyelik olduğu kanaatinde olduklarını, asıl işin yapıldığı işyeri ile ona bağlı bir depo işyerinden meydana geldiğinden, davalı Bakanlığın bu yapılanmayı işletme kabul ederek diğer davalı sendikaya %40 oranını dikkate alıp yetki tespit yazısı vermesinin yasaya aykırı bir durum oluşturduğunu belirterek davalı Bakanlığın yasaya aykırı olan yetki tespit yazısının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı T.C. ... vekili açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkili Bakanlığın yetki tespiti üzerine SGK’dan alınan verilere göre ... tarafından 29.05.2015 tarihinde yetki tespiti başvurusunda bulunulması üzerine Bakanlıkça yapılan inceleme sonucunda başvuru tarihi itibariyle anılan şirkete ait 12 sıra numaralı metal iş kolunda faaliyet gösteren 2 işyeri üzerinden işçi bildirimi yapıldığını, bu işyerlerinde toplam 150 işçinin çalıştığını, 73 işçinin Çelik İş Sendikasına üye olduğunun tespit edildiğini ve buna ilişkin 05.06.2015 tarihli ve 11940 sayılı yetki yazısının taraflara gönderildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili davayı kabul etmediklerini, işyerinin sadece üretim yapılan tek bir fiziksel birimden oluşmayacağını, kanuna göre asıl üretimin yapıldığı birim olarak değerlendirilmesini engellemek için bağlı yerler, eklentiler ve araçların da işyerinden sayılacağını, davacıya ait fabrika ve deponun aynı iş kolunda ve aynı üretimi yapan birimler olması ve nitelik yönünden teknik amaç birliğin sağlanması bakımından üretimde birlik, hukuki ve yönetim birliği açısından da aynı işverene bağlı işyerleri olarak nitelendirilmesinde hiçbir şüphe bulunmadığını, SGK’ya yapılan işçi bildirimleri ile Bakanlığa yapılan sendika üyelik ve istifa bildirimleri esas alınarak doğru ve yerinde bir tespit yapıldığını, iki işyerinde de bir bütünlüğün mevcut olduğunu, tespit kararının doğru olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece ... Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 22/12/2015 tarihli yazısı ile davacı şirketin ... mahallesi adresinde fabrika işyerinin ve...Mahalle işyerinde şube adresinin işyeri olarak tescilli olduğu dinlenen tanık anlatımlarına göre davacının depo olduğunu iddia ettiği işyerinde ikinci el malzemenin tamir kaynak bakım işlerinin yapıldığı anlaşıldığı, davacı şirketin aynı işkoluna giren iki işyerinin bulunduğu bu nedenle yetki başvurusunun işletme düzeyinde belirlenmesinde ve %40 çoğunluk esasının gözetilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    D) İstinaf:
    Karara karşı davacı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi’nce kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    F) Temyiz:
    Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
    G) Gerekçe:
    4857 sayılı Yasanın 2.maddesinin gerekçesinde iş yeri tanımı teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olduğu belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması halinde bunların tek işyerimi yoksa bir birinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda “amaçta birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile “yönetimde birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir. Öte yandan teknolojik ve ekonomik gelişmeler bir işyeri çerçevesinde mal ve hizmet üretimi, pazarlama ve müşterilere sunulması yönünden çok yönlü bir yapısal değişikliği gerektirmesi nedeniyle bir işyerinin amacının gerçekleşmesinde işlerin görülmesi işyerinin kurulu bulunduğu “yerin” dışına taşmış, özellikle “işveren kurulan iş organizasyonu” içerisinde işyeri niteliğinde olmayan irtibat bürolarına veya yurt genelinde veya ilin içinde işlerin yürütüldüğü örgütlenmeye kadar genişletmek gereksinimi duyulmuştur. Bu bağlamda 2.maddede “iş yeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür” hükmü getirilmiştir (Bu konuda ayrıntılı bilgi için Bkz.Esener, Turhan: İş Hukuku Bası 3 Ankara 1978 sh 83-84; Ekonomi, Münir: İş Hukuku, Ferdi İş Hukuku C 1, ... 1987 sh 59; Çelik, Nuri: İş Hukuku Dersleri Bası 21, ... 2008 sh 56-57; Narmanlıoğlu, Ünal: İş Hukuku II Ferdi İş İlişkileri Bası 3 İzmir 1998 sh 121; Süzek Sarper; İş Hukuku Bası 4 Ankara 2008 sh 173-178; Mollamahmutoğlu Hamdi İş Hukuku Bası 3 Ankara 2008 sh 191-201; tüm genişliği ve ayrıntılarıyla Yenisey/Doğan, Kübra: İş Hukukunda İşyeri ve İşletme, Yayınlanmış Doçentlik Tezi, ... 2007 sh 23-37).
    İşyerinin özelliğini veren temel öğe teknik amaçtır. Mal ve hizmetin kazanç amacıyla yahut başka bir amaçla üretilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla hizmet üretimi veya mal üretimi tek başına teknik bir amaç olabilir. Sonuç olarak işyeri teknik bir amacı gerçekleştiren temelde örgütsel bir birlikteliktir. İşyeri sürekli bir organizasyon içerisinde örgütlenmeyi gerektirir. Organizasyon özünde maddi ve maddi olmayan öğelerin yanında emeğin varlığını da içinde barındırır.
    Aynı işverene ait iki üretim birimi aynı teknik amacı elde etmek için örgütlenmişse yahut bu yerlerde aynı teknik amacın farklı üretim amaçları gerçekleşiyorsa amaçta birlik
    Farklı üretim birimlerinin tek bir işyeri sayılması için aynı arazi sınırları içinde bulunmaları gerekmemektedir. Fakat birimler arasındaki uzaklık işlerin tek elden yürütümünü engelleyecek boyutta olmamalı çünkü farklı birimler arasında amaçta birlik bulunsa dahi yönetimde birliğin sağlanmasının zorluğu tartışmasızdır.
    Toplu İş Hukuku anlamında işyerinin işçilerin dayanışmadan kaynaklanan ortak menfaatleri oluşmasına olanak sağlayan ve faaliyetlerini sürdürebileceği bir sürekliliğe sahip ve işverene de asıl işin girdiği iş kolunda sendikal muhatap yaratacak bir birim olması gerekmektedir. Alman ve Fransız Hukukunda işyerinin neresi olduğu ve sınırlarının belirlenmesi sosyal tarafların özerkliğine terk edilmiştir. Oysa hukukumuzda işyeri mutlak ve tartışmasız olarak kabul edilmektedir. İşyeri kavramı fonksiyonel bir kavramdır ( Doğan, Yenisey: sh 443,447).
    Somut uyuşmazlıkta, T.C. ... tarafından davacı işverenin ... Mahallesi Org.... Cad....... adresinde bulunan 1086289 ve...Mahallesi ...Sokak No:31... adresinde bulunan 1177692 sicil numaralı işyerlerinde başvuru tarihi olan 29.05.2015 itibariyle 150 işçi çalıştığı, bunlardan 73’ünün davalı sendika üyesi olduğunun tespitine karşı davacı işveren yetki tespitine itiraz davasını açmıştır.
    Davacı her ne kadar kayıtlarda iki işyeri olduğu görünse de...mahallesinde bulunan 1177692 sicil numaralı işyerinin depo olarak kullanıldığını ve fabrikaya bağlı bir işyeri olduğunu, ortada tek bir işyeri bulunduğundan yetki tespitinin işyeri düzeyinde yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
    İlk derece mahkemesince, tanıklar dinlenmiş ve dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu uyarınca davanın reddine karar verilmiştir. Ancak ortada bir işyeri mi yoksa birden fazla işyeri mi olduğu konusunda yerinde inceleme yapılması gerekir.
    Bu nedenle, mahkemece öncelikle davacının ticaret sicil kayıtları, ana sözleşme ile işyerlerindeki organizasyonu ve varsa işyerlerinin birbirleriyle ilgilerini gösterir yönetsel belgeler dosya kapsamına dahil edilmeli, burada yapılan işlerin bağımsız nitelikte olup olmadığı, sonucuna göre ortada tek bir işyeri ve ona bağlı yer mi, aynı iş kolunda birden fazla işyeri mi olduğu konusunda uzman bilirkişi heyeti eşliğinde keşif yapılıp alınacak rapor değerlendirildikten sonra sonuca gidilmelidir.
    Mahkemece eksik araştırma ile karar verilmesi hatalıdır.
    H) SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, karardan bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi