Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1171
Karar No: 2018/807
Karar Tarihi: 07.02.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/1171 Esas 2018/807 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/1171 E.  ,  2018/807 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-SÖZLEŞMENİN FESHİ-ALACAK

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali-tescil, alacak davası sonunda, yerel mahkeme asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen verilen karar davacılar ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-

    Asıl dava tapu iptali ve tescil,birleştirilen dava sözleşmenin feshi ve alacak isteklerine ilişkindir.
    Davacı, kısıtlı ... ait 2 sayılı parseldeki payın ölünceye kadar bakma akdi ile davalı vakfa temlik edildiğini, davalının edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada davacı, noterde düzenlenen taahhütname uyarınca davacı ..."in barınma ve bakımı için davalı vakfa ölünceye kadar bakım koşulu ile 60.000.-TL bağışlandığını, davalının edimlerini yerine getirmediğini ileri sürüp sözleşmenin feshi ve bağışlanan bedelin faizi ile birlikte iadesi isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, iddiaların yersiz olduğunu, sözleşmeden kaynaklanan edimlerin eksiksiz yerine getirildiğini davacıların kendi kusurlu eylemleri sonucu bakım yurdundan ayrıldıklarını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davaların reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “... davacılar tarafından davalı vakfa temliklerin bakım koşulu ile yapıldığı sabittir. Öte yandan, dosyadaki bilgi, belge ve tanık beyanlarından, tarafların bir araya gelerek bakım borcunun kaldıkları bakım evinde yerine getirilemeyeceği, koşulun ifa edilememesinde de davalı vakfın kusurundan kaynaklanan bir durum olmadığı, sonucuna varılmış ise de davalı vakıf savunmasında başka yurtlarda davacılara bakmayı vaat ettiğini, bir kısım beyanlarda da davacıların bir süre başka yurtlarda kaldıklarının belirtildiği, ancak bu hususun yeterince araştırılmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, öncelikle davacılara başka yurtlarda bakım olanağı sağlanıp sağlanmadığının resmi belge ve evraklar ile belirlenmesi, davalı tarafa atfedilecek bir kusur bulunamaması durumunda, Bk. 517 maddesi gözetilerek yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davacılara uygun bir iradın bağlanması suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı
    olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir....” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl dava yönünden kısıtlı ... için 28/09/2009 tarihinden 2013 yılı sonu itibariyle resmi makamlarca belirlenen asgari bakım bedeli toplamı 15.429,00 TL’nin devam edecek diğer yıllar için resmi makamlarca belirlenen asgari bakım bedelinin irat miktarı olarak belirlenmesine, birleştirilen dava yönünden ise müteveffa ... için 28/09/2009 tarihi ile ölüm tarihi olan 16.07.2012 tarihi arasında 6.876,00 TL’nin irat miktarı olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. 818 s. Borçlar Kanununun (BK) 511.) maddesinde, “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” olarak tarif edilmiştir.
    Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer.
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu sosyal konumuna ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları TBK"nin 617 (BK"nin 517.) maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi feshetme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.
    Öte yandan, TBK"nın 617/son (BK"nın 517/son) maddesi hükmüne göre; “Hâkim, sözleşmenin önel verilmeksizin feshini yerinde bulabileceği gibi, taraflardan birinin istemiyle veya kendiliğinden, aile topluluğu içinde yaşamalarına son vererek, bakım alacaklısına ömür boyu gelir bağlayabilir.”
    Uyuşmazlığın değinilen TBK"nın 617/son (BK"nın 517/son) maddesi uyarınca çözüme bağlanması, bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanı sıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.
    Dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölüm davacı adına kayıtlı iken ölünceye kadar bakma akdiyle 27.12.2006 tarihinde davalı vakfa temlik edildiği, ayrıca noterde düzenlenen taahhütname uyarınca birleşen davanın davacısı ... için ölünceye kadar bakım koşulu ile davalı vakfa 60.000.-TL bağışlandığı, davacıların bakım borcunun davalı tarafından yerine getirilmediğini ileri sürerek eldeki davaları açtıkları anlaşılmaktadır.
    Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacı ... yönünden hükme yönelik davacılar ve davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
    Davacı ... temyiz itirazlarına gelince;
    Davacı ...’in davalı tarafın kusurundan kaynaklanan nedenlerle vakfa ait yurtlarda kalamadığı da dikkate alınarak, BK’nın 517/son ve TBK’nın 617/son hükmü gereğince uyuşmazlığın çözüme bağlanması, bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı ya da büyük ölçüde sınırlandığı gözetildiğinde, bakım alacaklısına aylık muayyen, belirlenecek bir miktar gelir bağlanması gerekir. Bunun yanı sıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.
    Mahkemece, sözü edilen madde hükmü göz önünde tutularak irada hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
    Ne var ki; irat bağlanırken bakım alacaklısının geçimini temin edecek bakım borçlusunun ise ekonomik durumu ile bağdaşacak şekilde aylık muayyen bir irat belirlenmesi gerekirken yukarıda açıklanan ilkeler göz önüne alınmadan ve muayyen olmayan bir irat belirlenmesi yoluna gidilmesinin doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler ve açıklamalar doğrultusunda davacı ... yararına sosyo-ekonomik durumuna göre aylık muayyen bir miktar irat bağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    Tarafların davacı ... yönelik hüküm yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi