8. Hukuk Dairesi 2015/452 E. , 2015/6657 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, alacak
..... ve müşterekleri ile .... ve müşterekleri, Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair ....... Hukuk Mahkemesi"nden verilen 17.09.2013 gün ve 239/368 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ..... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili dava dilekçesinde, vekil edenlerinin dip murisi .... oğlu 1311 doğumlu .... .....’nin yasal mirasçıları olduğunu, 90 ada 28 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın mülkiyetinin vekil edenlerinin murisi ..... ....’ye ait olduğunu, murisin adının ... oğlu .... .... olarak tapuda yazılı bulunduğunu, nüfusta ise .... oğlu .... .... olarak yer aldığını, davalıların soy isimlerinin ise nüfus kaydında .... olarak yazılı bulunduğunu, davalıların dede isminin de .... oğlu .... .... olarak nüfusta yazılı olmasından yararlanılarak taşınmaz sanki davalıların miras bırakanına aitmiş gibi aldıkları veraset belgesiyle tapuda intikal yaptıklarını, daha sonrada 06.08.2004 tarihinde davalılardan .... oğlu .....’ya satış yaptıklarını, davalıların kötü niyetli olarak taşınmazı devrettiklerini, esasen davalının taşınmazla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, satışın hukuka aykırı olduğunu, hatanın isim benzerliğinden kaynaklandığını açıklayarak davalı ..... adına bulunan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere taşınmazın değeri üzerinden şimdilik 6.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacılar vekili, daha sonra 17.07.2009 havale tarihli ıslah dilekçesiyle; dava değerini 6.000 TL’den 49.760 TL artırarak 55.760 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı ..... vekili, vekil edeninin taşınmazı tapuya güven ilkesine dayalı olarak satın aldığını, iyi niyetli olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Hazine vekili, böyle bir davada Hazine"nin sorumlu olmadığını, bu nedenle de husumetin Hazine"ye yöneltilemeyeceğini belirterek husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılar ..... ve müşterekleri vekili, .... dışındaki müvekkillerinin olayda bir bilgi ve teması olmadığını, müvekkillerinden ....’ın anne ve kardeşlerinden vekalet alarak tüm işlemleri yaptığını, ....’ın İstanbul’da nakliyeci esnafı olup bilgisizlik ve tecrübesizliğinden yararlanan Kayseri’de kuyumcu ve işadamı olup taşınmazın değerini de bilebilecek durumda, kayınpederi .... ile yeri görerek aldığını söyleyen ....’in iyiniyetli olmadığını, iddia kabul edilirse taşınmazı 14.000 TL"ye aldığını söyleyen ....’in bilirkişi raporunda belirlenen değer ile aradaki farktan sorumlu tutulması gerekeceğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin davalılardan ..... ....... Müdürlüğü ile .....’na karşı açılan davanın reddine, diğer davalılar yönünden açılan davanın kabulüyle 55.760 TL alacağın 6.000 TL’sine dava tarihi olan 15.02.2005, kalan kısmına ıslah tarihi olan 17.07.2009 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek koşuluyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine ilişkin kararı, davacılar vekili ile davalılardan ..... ve müşterekleri vekillerinin temyizi üzerine Dairenin 14.12.2010 tarih 2010/5046 Esas 2010/6096 Karar sayılı ilamı ile ..... dışındaki ..... soyisimli davalıların savunma haklarının kısıtlandığı, usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğlerinin usulüne uygun yapılarak yargılama oturumlarına katıldıkları takdirde savunma ve delillerinin toplanması, tapu iptali ve tescil isteği ile ilgili olarak da davalılardan Bekir’in satın aldığı taşımazın gerçekte davacılara ait olup olmadığını bilen ve bilebilecek durumda bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği açıklanarak bozma sevk edilmiş, bozma ilamında bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığı hususu da ayrıca belirtilmiştir. Davalı.....’in karar düzeltme isteği de Daire"nin 19.04.2011 tarih 2011/1569 Esas 2011/2302 Karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, yapılan yargılama sonunda davanın ve bu dava ile birleştirilen ......... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/47 Esas 2006/18 Karar sayılı dosyası yönünden açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalılar ..... ve .... ... Müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar yönünden açılan davanın kabulü ile, 55.760 TL alacağın 6.000 TL.sinin dava tarihi olan 15.02.2005, kalan kısmına ise ıslah tarihi olan 17.07.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ve birleşen dosya davacısına verilmesine ilişkin hüküm kurulmuş, bu hükmün de davacılar vekili ile davalılar ..... ve müşterekleri vekilinin temyizi üzerine Daire"nin 26.02.2013 tarih 2012/11834 Esas 2013/2293 Karar sayılı ilamı ile bozma sonrası dinlenen tanık beyanlarına göre davalı ...."in taşınmazı edinimi sırasında iyiniyetli olduğunun kabul edilemeyeceği, ......"in iyiniyetli olduğunun kabulünün doğru olmadığı, bu durumda tapu iptali ve tescil ile ilgili davanın kabulü halinde terditli alacak isteğinin incelenemeyeceği sebebiyle bozma sevkedilmiş, Devletin sorumluluğu ile ilgili de açıklamalar yapılmış, davalı ..... vekilinin karar düzeltme isteği de Daire"nin 08.07.2013 tarih 2013/9625 Esas 2013/10653 Karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
Mahkeme tarafından ikinci bozma ilamına uyularak 14.06.2012 tarihinde imar uygulaması ile 7648 ada 2 parsel (9869/237227 hisse) olduğu anlaşılan ....... mahallesi 90 ada 28 parselle ilgili verilen hüküm, süresi içerisinde davalı ..... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece kısa kararda; "1-Dava dilekçesinin davalılar ........, ....., ....., ....., ..... yönünden pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, 2-Davalı ..... yönünden davanın kabulü ile Kayseri İli ..... İlçesi ...... Mahallesi ada 90 parsel 28 de tapuya kayıtlı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile hisselerine göre davacılar adına tapuya tesciline" karar verilmesine karşılık gerekçeli kararda “Asıl dava yönünden; 1- Dava dilekçesinin davalılar ....... Müdürlüğü, ....., ...., ....., ..... yönünden pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, 2- Davalı ...... yönünden davanın kabulü ile ..... İli ...... İlçesi ..... Mahallesi ada 90 parsel 28 de tapuya kayıtlı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile hisselerine göre davacılar adına tapuya tesciline, Birleşen dava yönünden; 1- Dava dilekçesinin davalılar ...... Müdürlüğü, ....., ......, ....., ..... yönünden pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, 2- Davalı ..... yönünden davanın kabulü ile Kayseri İli ..... İlçesi ...... Mahallesi ada 90 parsel 28 de tapuya kayıtlı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile hissesi oranında davacı adına tapuya tesciline" şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece kısa kararla gerekçeli karar arasında aykırılık oluşturulmuştur. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki bu uyumsuzluk mahkemelere olan güveni sarsmaktadır. HUMK’nun 388/2 (HMK.m.297/2) fıkrası hükmüne göre “...hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir..."Görüldüğü üzere gerekçeli kararın kısa karara uygun olması gerekir. Bu konuya ilişkin 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; “1-Kısa kararla gerekçeli kararın aykırı olması bozma nedenidir. 2- Yerel Mahkeme bozmadan sonra önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydıyla hâkimin vicdani kanaatine göre karar verebilir.” denilmiştir. Hüküm, bu nedenle Kanuna, tarih ve numarası anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olarak tesis edilmiştir.
Davalı ..... veklinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.054,70 TL peşin harcın istek halinde iadesine 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.