16. Hukuk Dairesi 2016/7457 E. , 2019/4027 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 41, 119 ada 18, 123 ada 140, 127 ada 1 ve 2 parsel sayılı 3.639.82, 9.381.12, 7.666.18, 6.244,58 ve 6.490,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... ve müşterekleri tarafından, davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan el atmanın önlenmesi ve tescil davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların ... mirasçısı olan davalılar adına hisseleri oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Davacı ... ve müşterekleri, kadastro tespitinden önce, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’tan intikal ettiği, murisin ölümünden sonra terekesinin taksim edilmediği ve miras paylarının olduğu gerekçesiyle miras paylarına el atmanın önlenmesi ve tescil istemiyle dava açmışlardır. El atmanın önlenmesi davasının davalıları ... ve müşterekleri, çekişmeli taşınmazların murisin ölümünden sonra taksimen yakın miras bırakanları ...’a isabet ettiğini, ayrıca muris ...’nin resmi şekilde düzenlenen 25.08.1953 tarih ve 1415 yevmiye numaralı vasiyetname ile bu yerleri yakın murisleri ...’e bıraktığını ve kendilerinin zilyet olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Davacı taraf cevaba cevap dilekçesinde, vasiyet alacaklısı ..."in vasiyet eden ..."den önce öldüğünü, bu nedenle söz konusu vasiyetnamenin geçersiz olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece, mirasçılar arasında yapılan taksimin sabit olmadığı ve çekişmeli taşınmazların davalıların zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme hatalı, araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Tarafların iddia ve savunmasına göre, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’den intikal ettiği noktasında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, davalı tarafın savunduğu gibi taşınmazların taksimen davalılar murisi ...’e kalıp kalmadığı ve söz konusu vasiyetnamenin geçerliliği ile bu vasiyetnamenin çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı hususlarındadır. Taksime dayanan taraf, bu iddiasını ispat etme yükümlülüğü altındadır. Geçerli bir taksimin varlığından söz edilebilmesi için taksime tüm mirasçıların ya da temsilcilerinin katılmaları, katılmayan mirasçıların taksime muvaffakat vermeleri, her mirasçıya hangi mevkiden taşınmaz mal verildiğinin, taşınmaz mal verilmeyen mirasçının ne şekilde razı edildiğinin somut olarak ortaya konması gerekir. Aynı müşterek murisin mirasçıları arasında, murisin ölümünden sonra yöntemine uygun taksim yapıldığının ispat edilememesi halinde, bir kısım mirasçıların taşınmazlarda tek başlarına zilyet olması, taşınmazları kazanmaları için yeterli bir sebep değildir. Mirasçılardan birisinin ya da birkaçının taşınmazlar üzerinde yürüttüğü zilyetlik, tereke adına olup mirasçılar arasında zilyetlikle taşınmaz edinme kuralları uygulanamaz. Bu yerleşik kurallar karşısında mahkemenin, taksimin sabit olmadığı ancak davalıların taşınmazları zilyetlikle kazandığı yönündeki kabulü kendi içinde çelişkili ve hatalıdır. Öte yandan, davalıların savunduğu şekilde, taşınmazların taksime konu edilip edilmediği üzerinde durulmadığı gibi davalılarca dayanılan vasiyetnameye hukuki kıymet verilip verilmeyeceği hususu üzerinde de durulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, davalıların dayandığı 25.08.1953 tarih ve 1415 yevmiye numaralı vasiyetname içeriğinde aksine bir hüküm bulunmadığına göre vasiyet eden muris ..."nin vasiyet alacaklısı ..."ten önce ölmüş olması nedeniyle vasiyet edilen malın terekeye döneceği göz önüne alınarak; çekişmeli taşınmazlar dışında muris ... ve mirasçıları adına kadastro çalışması sırasında tespit ve tescil edilen taşınmazlar bulunup bulunmadığı Tapu Müdürlüğünden sorularak; varsa kadastro tutanak örnekleri kesinleşme tarihini de gösterecek şekilde getirtilmeli, daha sonra mahallinde fen bilirkişisi, mahalli bilirkişiler, tüm tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan muris ...’nin ölüm gününden sonra terekesinin mirasçıları arasında taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise ne zaman, nerede, kimlerin katılımı ile yapıldığı, tüm mirasçılarının katılıp katılmadığı, katılmayan mirasçı varsa temsil edilip edilmediği ya da sonradan icazet verip vermediği, taksim varsa çekişmeli taşınmazların kime isabet ettiği, çekişmeli taşınmazların kim ya da kimler tarafından ne kadar süredir, hangi nedene dayalı olarak ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanların çelişmesi halinde yüzleştirme yapılarak, tespite aykırı sonuçlara ulaşılması durumunda tüm tespit bilirkişileri dinlenilerek çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe elverişli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazlar dışında muris ... ve mirasçıları adına kadastro çalışması sırasında tespit ve tescil edilen taşınmazlar var ise bunlara ait kadastro tutanak içerikleri ile taksime dayanan tarafın ispat külfeti altında olduğu hususu gözetilmek suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmelidir. Bu şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.