2. Ceza Dairesi 2019/8252 E. , 2019/8250 K.
"İçtihat Metni"Bina içerisinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/2-h ve 62/1. maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Sakarya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/07/2018 tarihli ve 2017/856 esas, 2018/672 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19/03/2019 gün ve 16569-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/2019 gün ve 2019/31453 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre;
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 160. maddesinde yer alan, ""Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda şüphelinin hastanenin koridorunda bulunan bankın üzerinde unutulan telefonu bulunduğu yerden aldıktan sonra sattığı, müştekinin de 05/09/2017 tarihli kolluk beyanında, olay günü saat 16.00 sıralarında hastanenin koridorunda bulunduğu sırada telefonun elindeki bez torbada veya bankın üzerinde olduğunu ancak sonradan bulamadığını beyan ettiği anlaşılmakla, müştekinin beyanından da anlaşılacağı üzere telefonu nerede unuttuğunu dahi net hatırlayamadığı, dolayısıyla suça konu telefonu müştekinin kaybettiği hususunda şüphe bulunmadığı, incelenen kamera kayıtlarının da bu hususu doğruladığı, Sakarya 6. Asliye Ceza Mahkemesince de kararın gerekçe kısmında suç eşyasına "müşteki tarafından unutulan" şeklinde değinildiği, öyle ise atılı suçun anılan Kanun"ın 160. maddesinde tanımlanan "kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, atılı suçtan mahkumiyet kararı verilmesinde;
Kabule göre de;
2-Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun şikâyete tâbi suçlardan olması ve uzlaşma hükümlerine bağlı bulunması karşısında, 5271 sayılı Kanun"un "Uzlaşma" başlıklı 253. maddesi hükümlerinin öncelikle uygulanması gerekirken bu yönün gözetilmemesinde;
3-Müştekinin karar tarihinden sonra fakat kararın kesinleşmesinden önce 14/08/2018 havale tarihli dilekçesi ile şikayetinden vazgeçmesi sebebiyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde;isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK.’nın 42. maddesinin 1. fıkrasında, “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün istinafı aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında Bölge Adliye Mahkemesi ilgili ceza dairesince karar verilmesi gerektiğinden, Sakarya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin sanığın istemlerinin reddine dair 21.12.2018 tarihli ek kararı hukuken geçersiz ve yok hükmünde olup, anılan eski hale getirme istemlerinin merciince incelenmediği ve böylece hükmün usulüne uygun kesinleşmediği belirlenmekle, kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, öncelikle 10.12.2018 ve 19.12.2018 tarihli eski hale getirme istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesi ilgili ceza dairesince karar verilmesi sağlanıp usulüne uygun biçimde kesinleştirilmesinden sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup (SAKARYA) 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.07.2018 tarihli ve 2017/856 Esas, 2018/672 Karar sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 06/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.