14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/979 Karar No: 2018/37 Karar Tarihi: 08.01.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/979 Esas 2018/37 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/979 E. , 2018/37 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.03.2004 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilemsi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu 116 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim mümkün olmaması halinde satış yolu ile giderilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın müvekkiline ait olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuş olup; bir kısım davalı dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili ve davalı ... temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Öte yandan; paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olaya gelince; 1-Dava konusu taşınmazda tapu kayıt maliki ...mirasçıları ...(...), ...(...), ..., ... ve ... ile ...mirasçısı ...’in davada taraf olarak yer almadıkları anlaşılmıştır. Adı geçenlerin sağ iseler kendilerinin ölü iseler mirasçılık belgeleri temin edildikten sonra tespit edilen mirasçılarının davada taraf olarak yer almaları ve taraf teşkili sağlanmalıdır. 2-Ayrıca dava konusu taşınmazda kayıt malikinin ..., davalının ise ... olduğu anlaşıldığından, mahkemece taraf teşkilinin sağlanabilmesi için davacıya tapu kaydında idari yoldan düzeltme yapılması, mümkün olmadığı takdirde tapuda isim tashihi davası açmak üzere yetki ve makul süre verilerek çelişki giderildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeden ve taraf teşkili tam olarak sağlanmadan davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.