Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/15775 Esas 2016/4967 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15775
Karar No: 2016/4967
Karar Tarihi: 21.03.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/15775 Esas 2016/4967 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Menfi tespit davası olan bu davada, davacı taraf, davalı bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için icra takibi başlattığını ancak icra takibine konu olan sözleşmede müvekkilinin herhangi bir sıfatta imzasının bulunmadığını ve bu sözleşmeye kefil olmadığını iddia etmiştir. Davalı taraf, davacının kefil olarak sorumlu olduğunu savunmuştur. Yapılan yargılama sonucunda, davacının davalı banka ile ilk sözleşmesinde kefilliği bulunduğu ancak dava konusu olan son sözleşmede kefilliği olmadığına karar verilmiştir. Dolayısıyla bu sözleşmeden kaynaklı borçtan sorumlu tutulamayacağı hükme bağlanmıştır. Davacının borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise belirtilmemiştir.
NOT: Bu tür ödevlerde öğrencilerin tam metni değil, ana fikri özetleyip, gerekli noktaları belirtmeleri beklenir.

19. Hukuk Dairesi 2015/15775 E. , 2016/4967 K.
"İçtihat Metni"

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/07/2015
NUMARASI : 2014/85-2015/403

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için icra takibine girişildiğini, icra takibine konu 26.09.2011 tarihli genel kredi sözleşmesinde müvekkilinin herhangi bir sıfatta imzasının bulunmadığını, bu sözleşmeye kefil olmadığını, 02.09.2008 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla imza attığını ancak bu sözleşmenin icra takibine konu yapılmadığını, 02.09.2011 tarihli sözleşmenin dava ve takibe konu 26.09.2011 tarihli sözleşmeyle ilintilendirilip müvekkilinin sorumlu tutulmaya çalışıldığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline ve %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kredi sözleşmesinden dolayı alacağının bulunduğunu, davacının bu alacaktan kefil olarak sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller doğrultusunda, davacının ilk sözleşmede kefilliğinin bulunduğu, bu sözleşmeden sonra akdedilen dava konusu kredi sözleşmesinde kefilliğinin bulunmadığı, dolayısıyla bu sözleşmeden kaynaklı borçtan sorumlu tutulamayacağı, davalı bankanın takibinde kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin davacı yönünden iptaline, kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 21/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.