11. Hukuk Dairesi 2017/711 E. , 2018/6831 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen ... 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi"nin 06/10/2016 tarih ve 2015/351-2016/324 sayılı dosyasında verilen kararın davalı ... vekilince istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair davada ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 13/12/2016 tarih ve 2016/19-2016/17 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "..." ibareli 5, 29, 30, 31 ve 32. sınıf ürünleri içeren 1996/98096, "... + şekil" ibareli 29, 30 ve 31. sınıf ürünleri içeren 1997/98364, "... + şekil" ibareli 5, 29, 30 ve 31. sınıf ürünleri içeren 1997/99196 sayılı ve buna benzer bir çok tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı ..."ın müvekkilinin markaları ile iltibas ve tecavüz oluşturan ve müvekkili aleyhine haksız rekabet yaratan 2012/91594 numaralı, "... " ibareli 29, 32 ve 35/1-6. sınıfta bulunan ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusuna itirazlarının önce davalı ... Markalar Dairesi"nce ve nihaî olarak da ... ... tarafından 2015/M-5190 sayılı kararla haksız olarak reddedildiğini iddia ederek, hukuka aykırı ... ... kararının iptaline ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının markaları ile davalı başvurusundaki işaretin başvuruda bulunan mallar itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketiciler için karıştırmaya sebebiyet verebilecek seviyede aynı veya benzer olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Davalı ... vekili, markaların benzer olmadıkları, aralarında iltibas tehlikesi bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi, davalı başvurusunun konusu olan işaretin asıl ve ayırt edici unsurlarından birisinin "..." ibaresi olduğu, "..." ibaresinin kapsamında bulunan ürünler itibariyle ayırt ediciliğinin bulunmadığı, davalının başvurusunun konusu olan "... " ibareli işaretin, “...” ibareli, tescilde öncelik hakkına sahip davacıya ait markalar ile görsel, anlamsal, esas unsur ve sescil manada ayırt edilemeyecek kadar benzer mahiyette bulunduğu, davalı başvurusunun kapsamında yer alan 29 ve 32. sınıftaki mallar ile 35. sınıftaki bir kısım hizmetlerin davacıya ait markaların kapsamında yer alan ürünlerle aynı türden oldukları, buna karşın "Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetlerin (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil)" hizmetlerinin davacının markalarının kapsamındaki ürün ve hizmetlerle benzer olmadığı, çünkü davacının markasının sadece gıda ve özelde süt ve süt ürünleri bakımından tanınmışlığının bulunduğu, "Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil)" ile hiç bir ortak yanının olmadığı, davalı markasının bu hizmetlerde kullanılmasının, davacının tanınmış "mis" markalarının itibar ve ayırt ediciliğine bir zarar vermeyeceği ve tanınmışlığından haksız yararlanmasını sağlamayacağı, ... ..."nın 2015/M-5190 sayılı kararının, "Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetlerin (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil)" hizmetleri yönünden iptal isteminin reddine, kalan hizmetler yönünden iptal talebinin kabulüne, davalı başvurusu marka olarak tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalı ... vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 07/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.