Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/9870 Esas 2018/2728 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9870
Karar No: 2018/2728
Karar Tarihi: 12.02.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/9870 Esas 2018/2728 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalının işyerinde çalışan aşçı olarak görev yapmış ve iş akdinin haksız feshedildiği iddiasıyla kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağını talep etmiştir. Davalı ise çalışan pozisyonunun kapatıldığını, ücretin ödendiğini ve hafta sonu/bayram çalışmasının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ve ücreti ödendiğinden dolayı taleplerini reddetmiştir. Ancak temyizde, kısmi olarak açılan davada zamanaşımı hesaplamasının hatalı olduğu ve ilk raporda ıslaha karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınmadığı gerekçeleriyle kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- İş Kanunu (4857) m.17: İş sözleşmesinin feshi
- İş Kanunu (4857) m.21: Kıdem Tazminatı
- İş Kanunu (4857) m.17: İhbar tazminatı
- İş Kanunu (4857) m.39: Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma
- İş Kanunu (4857) m.46: Ulusal bayram genel tatil ücreti
22. Hukuk Dairesi         2017/9870 E.  ,  2018/2728 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    AVUKAT ...
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde aşçı olarak çalıştığını, iş akdinin haksız feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen ücret, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının iş akdinin çalıştığı pozisyonun kapatılması gerekçesiyle feshedildiğini, davacının şirketi ibra ettiğini, ücretinin ödendiğini, hafta sonu ve bayram çalışmasının söz konusu olmadığını, günlük 15 saat çalışma iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ve ücreti dava açılmadan önce ödendiğinden talebinin reddine diğer taleplerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu da incelemesi mümkün değildir.
    Kısmi davada ise zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım için kesilir. Henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder. Ancak kısmi davadaki miktar, kısmi davanın açıldığı dava tarihine göre geriye doğru belirlenen zamanaşımı süresini kapsar. Bakiye alacak talep edildiği tarihe göre, geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalıyor ise zamanaşımına uğramadığı kabul edilmelidir. Kısaca kısmi davadaki alacak miktarı belirlendiği tarihten itibaren öncelikle ileriye doğru gerçekleşen alacak için mahsup edilmeli, bakiye alacak ise ondan sonraki süreyi kapsamalıdır. İlk kısmi davada belirlenen alacak mahsup edildikten sonra bakiyenin talep edildiği tarihten geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalan alacak, alacaklı lehine hüküm altına alınmalıdır.
    Dosya içeriğine göre kısmi olarak açılan davada (Fazlaya dair hakları saklı tutarak her kalem için 10.00 TL ) davacı vekili bilirkişi hesap raporundan sonra ıslah sureti ile alacakları arttırmış ve davalı vekili ise ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
    Davacı 16.01.2015 tarihinde ıslah talebinde bulunmuş davalı ise 22.01.2015 tarihinde tebliğ edilen ıslaha karşı 03.02.2015 tarihinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Islah tarihinden geriye doğru 5 yıllık zamanaşımı gözetilerek 16.01.2010 tarihinden itibaren alacaklar hesaplanıp ilk talep miktarı eklenerek hüküm kurulması gerekirken dava tarihinden geriye doğru 5 yıl geriye gidilerek 13.9.2008 tarihinden itibaren hesaplama yapılması hatalıdır. Ayrıca Mahkemenin ilk rapora göre hüküm kurduğu hüküm fıkrasından anlaşılmakta ise ilk raporda zaten ıslaha karşı zamanaşımı itirazının da dikkate alınmamış olduğu anlaşılmaktadır. İlk Rapordaki (15.01.2015 tarihli) hesaplamalara göre davalının ıslaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    F.K.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.