Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Keşan İcra Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 10.12.2010 gün ve 2010/329 E., 350 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 31.10.2011 gün ve 2011/4544 E., 2011/22462 K. sayılı ilamı ile;
(...Adi kiraya ve hasılat kirasına ilişkin olarak yapılan takipte, borçlu tarafından yapılan itiraz ile takip durmuş, bunun üzerine alacaklı tarafça açılan dava sonucu, Keşan Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 05.10.2010 tarih ve 2010/169 E., 2010/1075 K. sayılı ilamı ile itirazın iptaline ve takibin devamına yönelik hüküm kurulmuştur. İlgili ilamda takibin devamına karar verilmiş olmakla, mahkemece bu hususun tahliyeyi de içerdiği gözetilmeden icra müdürlüğünün tahliyeye yönelik işlemlerinin iptaline karar verilmesi isabetsizdir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı-alacaklı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek, icra müdürlüğü kararının şikâyet yolu ile kaldırılması isteğine ilişkindir.
Yerel mahkemece ilk kararda, şikâyetin kabulü ile Keşan İcra Müdürlüğünün 2010–102 sayılı takip dosyasına ilişkin 02.12.2010 tarihli tahliyeye yönelik memur işleminin iptaline karar verilmiştir.
Davalı vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar bozulmuştur.
Yerel mahkeme, direnme olarak adlandırdığı kararında ise, önceki gerekçeleri yanında 31.10.2011 tarihli bozma ilamından sonra dosyaya ibraz edilen Yargıtay 6. HD’nin 25.04.2011 gün, 2011/1128 E.- 5255 K sayılı bozma ilamı da gerekçe yapılmak suretiyle direnme kararı verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu"ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir(1086 sayılı HUMK. m.429).
Eş söyleyişle; mahkemenin ilk kararının gerekçesinde dayandığı maddi olgunun dışında yeni bir delile, yeni bir maddi olguya dayanması ve gerekçesini de bu yeni maddi olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, usulünce verilmiş bir direnme kararının varlığından söz edilemez.
Yerel mahkemece, ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de; bozma üzerine verilen direnme kararında, önceki kararın gerekçeleri yanında, Özel Daire bozma ilamından sonra toplanan deliller de hükme gerekçe yapılarak direnme kararı verilmiştir.
Bu durumda temyize konu karar, gerçekte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3. maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, Özel Daire bozmasına konu önceki karardan farklı gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğindedir.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daire"ye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire"ye gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. madde atfıyla aynı Kanun’un 366/III. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.04.2013 gününde yapılan görüşmede oybirliği ile karar verildi.