Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/15-90
Karar No: 2013/516

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/15-90 Esas 2013/516 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/15-90 E.  ,  2013/516 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 05/07/2010
    NUMARASI : 2010/200-2010/327

    Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davanın reddine dair verilen 22.05.2008 gün ve 2007/143 E., 2008/304 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 08.12.2009 gün ve 2008/7417 E., 2009/6639 K. sayılı ilamı ile ;
    (...Dava, eser sözleşmesinde yapılan iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin husumet yokluğu nedeniyle ret kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı yüklenici şirket vekili davalı siteye ait bir takım işlerin yapıldığını, ihtiyaç duyulan malzemelerin temini konusunda anlaşma yapıldığını, fatura bedelinin ödenmediğini belirterek alacak istemlerinde bulunmuşlar mahkeme tatil sitesinin tüzel kişiliği bulunmadığından husumet yokluğundan ret kararı vermiştir. Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün 2006/6772 numaralı dosyalarında site yönetimi aleyhine yapılan icra takibinde site yetkili temsilcisi Naile Uzun tarafından itiraz edilmiş, fatura bedellerinin ödendiği bir kısım faturalarında önceki yönetim dönemine ait olduğu belirtilerek itiraz edilmiştir. Bu itiraz dilekçesinde site yönetimi ile davacı yüklenici arasındaki akdi ilişkinin varlığı kabul edilmiştir. Site yöneticisinin yasadan doğan kat maliklerini temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda aktif ve pasif husumet ehliyeti vardır. Dava konusu olayda site yönetimiyle ilgili yükleniciyle yapılan anlaşmadan doğan uyuşmazlıklarda site yönetiminin pasif dava ehliyeti bulunmaktadır. Davanın husumetin varlığı kabul edilerek, taraf delilleri toplandıktan sonra esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Kabule göre de, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7. maddesi uyarınca husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi halinde davalı yararına hükmedilecek vekâlet ücreti maktu vekâlet ücretini geçemeyeceğinden nispi vekâlet ücretine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
    Yerel mahkemece davalı site yönetiminin tüzel kişiliği bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire"ce, başlık bölümüne aynen alınan nedenlerle bozulmuştur.
    Yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir
    Yerel Mahkemece verilen 05.07.2010 gün ve 2010/200 E., 2010/327 K. sayılı direnme kararı, davacı vekiline, 19.04.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili 11.01.2012 harç ve hakim havale tarihli dilekçe ile temyiz talebinde bulunmuştur.
    Yerel Mahkemenin, “davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine” dair verdiği 13.01.2012 tarihli ek kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesine geçilmeden önce davacı vekilinin temyiz dilekçesinin yasal süresinde verilip verilmediği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
    Bilindiği üzere 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432. maddesinin 1. fıkrasında; Asliye Hukuk Mahkemesince verilecek kararların temyiz süresi tebliğ tarihinden itibaren 15 gün olarak belirtilmiştir.
    Somut olayda; davacı vekiline direnme hükmünün 19.04.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin ise 11.01.2012 tarihinde mahkemeye ibraz edildiği ve temyiz harcının da bu tarihte yatırıldığı anlaşılmaktadır.
    Her nekadar davacı vekili gerekçeli kararın tebliğine ilişkin işlemin usulüne uygun olmadığını ileri şürmüşse de, davacı vekiline yargılama aşamasında duruşma gününün ve ek kararının tebliğine ilişkin yapılan tebligatların da aynı şekilde yapılmış olmasına rağmen, bu tebligatlara davacı vekilince itiraz edilmemiş olması ve davacı vekilince, kendisine tebliğ yapılan F.T."nin sekreteri olmadığının iddia edilmemesi karşısında davacı vekiline yapılan tebligatta usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulu"ndaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce; davacı vekiline gerekçeli kararın tebliğine ilişkin yapılan tebligat işleminin usulüne uygun olmadığı, davacı vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu ileri sürülmüşse de, bu görüş Hukuk Genel Kurulu"nun çoğunluğunca yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülmemiştir.
    Hal böyle olunca; Yerel Mahkemenin, temyiz talebinin süre nedeniyle reddine dair verdiği 13.01.2012 tarihli ek kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının temyizine ilişkin talebin süre nedeniyle reddine dair verilen Yerel Mahkemenin 13.01.2012 tarihli ek kararın yukarıda açıklanan nedenle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun"un 440. maddesi uyarınca 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.04.2013 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi