21. Hukuk Dairesi 2016/19643 E. , 2017/2847 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davalı Kurum tarafından davacıya gönderilen 2005/10017- 10041-10042-10045 takip sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın reddine ilişkin önceki kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve dava dilekçesindeki istem ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme ile Dairemizce, “Somut olayda, dava konusu borçların 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin yürürlüğe girdiği 01.07.2008 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu, 506 sayılı Kanunun ilgili maddelerinin olaya uygulanması gerektiği, dava dışı... Ltd. Şti."nin Kurum"a olan prim ve işsizlik sigortası primi borçları nedeniyle davacı hakkında 6183 sayılı Kanun gereğince en önceki dönem 2002/12; en yeni dönemi 2004/12 dönemlerini içeren yukarıda mezkur ödeme emirlerinin davacıya 07/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği, 506 Sayılı Yasanın 3917 sayılı Yasa ile değişik 80. maddesi gereğince 2004/5 ve öncesi dönemlerin zamanaşımına uğradığı, 2004/6 döneminin de 5198 sayılı Yasanın 11. maddesi ile değişik 506 sayılı Yasanın 80. maddesi gereğince tebliğ tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı, 2004/7 döneminden davacının dava dışı şirketteki hissesi oranında sorumlu olduğu, 2004/8 ve sonrası dönemlerden sorumluluğunun bulunmadığı açıktır. Mahkemece yapılacak iş, yukarıda anlatıldığı şekliyle, işverenin sigorta primlerini borcun ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödeyebileceği belirtildiğinden, zamanaşımına ilişkin kanun ve kanunun uygulanması gereken dönem gözönünde bulundurularak, davacıların sorumluluk dönemleri belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar vermek ve davalı Kurum lehine maktu vekalet ücretine hükmetmekten ibarettir.” denilerek bozulmuştur.
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile davacı ..."ın dava konusu ödeme emirlerinden 2004/5. ve öncesi, 2004/6. dönemi, 2004/8. dönemi ve sonrası dönemlerin zamanaşımına uğradıkları anlaşılmakla ödeme emirlerinin davacı yönünden iptali ile davacının borçlu olmadığının tespitine, 2004/7. dönemine ilişkin ödeme emirlerinin de davacı yönünden iptaline, davacının sorumluluğu bulunmadığı anlaşıldığından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Yargıtay Bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, 2004/6. ay ve öncesine ilişkin prim ve işsizlik sigortası primi borçlarının tebliğ tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından bu dönemler yönünden ödeme emirlerinin iptaline karar verildiği, kararın bu kısmının doğru olduğu, ancak Bozma İlamında davacının 2004/7. aya ilişkin borçlardan dolayı dava dışı şirketteki hissesi oranında sorumlu olduğu belirtilmesine rağmen söz konusu aya ait borçlardan davacının hissesini devreden ortak olarak hissesi oranında dahi sorumlu tutulmaması gerektiği kanaatine varıldığı belirtilerek 2004/7. dönemine ilişkin ödeme emirlerinin davacı yönünden iptaline karar verildiği, ayrıca davacının dava dışı şirketteki hissesini 12/08/2004 tarihli hisse devir senedi ile devrettiği ve bu nedenle 2004/8. ay ve sonrası dönemlere ait borçlardan sorumluluğunun bulunmadığı sabit olmasına rağmen yanlış gerekçe ile bu döneme ait borçların da zamanaşımına uğramış olmaları sebebiyle ödeme emirlerinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacıya davalı Kurum tarafından gönderilen 2005/10017-10041-10042 takip sayılı ödeme emirleri bakımından yukarıda yer açıklamalar doğrultusunda değerlendirme yapılması gerektiği sabit olup dava konusu 2005/10045 takip sayılı ödeme emrine ilişkin takip dosyasının dava devam ederken yapılan tahsilat ile kapandığının Kurum tarafından bildirildiği anlaşıldığından bu hususunda karar verilirken göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma kararı gerekleri yerine getirilmemiştir. 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Yapılacak iş, 2005/10017-10041-10042 takip sayılı ödeme emirleri bakımından 2004/6. ay ve öncesine ilişkin prim ve işsizlik sigortası primi borçlarının tebliğ tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından bu dönemler yönünden ödeme emirlerinin iptaline, 2004/7. aya ilişkin borçlardan dolayı davacının dava dışı şirketteki hissesi oranında sorumlu olduğunun tespitine, davacının dava dışı şirketteki hissesini 12/08/2004 tarihli hisse devir senedi ile devrettiği ve bu nedenle 2004/8. ay ve sonrası dönemlere ait borçlardan sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından bu dönemler yönünden ödeme emirlerinin iptaline ve 2005/10045 takip sayılı ödeme emri bakımından ise dava devam ederken yapılan tahsilat ile takibin kapandığı anlaşıldığından bu durum değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara ve özellikle, anılan içtihadı birleştirme kararına aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.