
Esas No: 2016/16447
Karar No: 2019/9002
Karar Tarihi: 27.12.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16447 Esas 2019/9002 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29/03/2013 gününde verilen dilekçe ile önalım talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15/12/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili Av. ... hükmün verilmesinden ve kararı temyizinden sonra 17.12.2019 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, dosyada mevcut 25.03.2013 tarihli vekaletnamesinde davadan feragate yetkili bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nin 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nin “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Davadan feragat, davacının açmış olduğu davadaki talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davacının, davalı taraftaki mecburi dava arkadaşlarından (davalılardan) biri hakkındaki davadan feragat etmesi diğer mecburi dava arkadaşlarını (davalıları) da etkiler. Yani bu halde mahkemece bütün davalılar hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.05.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı Kararı)
Bu nedenle davacı vekilinin davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,27.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.