16. Hukuk Dairesi 2019/1620 E. , 2019/3996 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 107 parsel sayılı 15.270.626,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kamu orta malı niteliğinde mera olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümü hakkında, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 101 ada 107 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile fen bilirkişisi ..."ın 04.09.2015 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile işaretli 18380,00 metrekarelik kısmın ifraz edilerek aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle çayır vasfıyla, hükümde gösterilen paylarla ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline; bakiye 15.252.246,93 metrelik kısmın mera vasfıyla sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 101 ada 107 parsel sayılı taşınmazın büyük bir mera parseli olup, davacının davasının taşınmazın tamamına yönelik olmadığı ve taşınmazın kuzey kısmında kalan ve fen bilirkişisinin, krokisinde (A) harfi ile gösterip sarı renk ile boyadığı 18.380,00 metrekarelik alana yönelik olduğu, dava konusu taşınmaz başında yapılan keşifte mahalli bilirkişilerin yer göstermeleri ile davacının dayanağı tapu kaydının dava konusu taşınmaza uygulanmaya çalışıldığı, davacının dayanağı olan ve babası ... adına kayıtlı 28 Kasım 1962 tarih 56 cilt, 13 sayfa, 19 sıra nolu tapu kaydının tüm sınırları itibarı ile dava konusu taşınmazın bir kısmına uyduğu, bu tapu kaydının başka taşınmazlara revizyon görmediği, keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişilerin ve davalı Köy Tüzel Kişiliği muhtarının tapu kaydı kapsamında kalan bu kısmın mera olmadığını, davacı tarafa ait olduğunu belirttikleri gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Davacı taraf, Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği’nin taraf olduğu tescil ilamı ile babası ... adına oluşan 28.11.1962 tarih ve 19 sıra numaralı 18383 metrekare yüzölçümlü tapu kaydına ve zilyetliğe dayanarak dava açmış olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık bu tapu kaydının çekişmeli taşınmaz bölümüne uyup uymadığı, uymuyor ise bu yerin zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacının dayandığı tapu kaydının hudutları, “... Çayına inen sırt ve farız komundan gelen suyun birleşmesi, yüksek sırtlar, ... Komu sırtları ve ... Çayı ve burundaki kayalıklar” şeklinde olup, her ne kadar 04.09.2015 tarihli bilirkişi raporunda, bu tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu belirtilmiş ise de, dayanılan tapu kaydının hudutlarında okunan bu yerlerin fen bilirkişisinin krokisindeki gösterilişlerine göre, çekişmeli taşınmaz bölümünün oldukça uzağında kaldıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca komşu 108 parsele miktarınca revizyon gören 24.06.1977 tarih ve 38 sıra numaralı tapu kaydı da çekişmeli taşınmaz bölümünü ve yönünü “... sırtları ve ...” okumaktadır. Bu haliyle, dayanılan tapu kaydının çekişmeli taşınmaz bölümüne ait olduğunun kabulüne imkan bulunmadığı gibi, çekişmeli taşınmaz bölümünün de içinde yer aldığı 101 ada 107 parsel sayılı taşınmazın kadim mera niteliğiyle sınırlandırılmış olması, taşınmaz başında yapılan keşifteki mahkeme gözleminde, dava konusu taşınmaz üzerinde büyük kaya kitlelerinin yer aldığının, dava dışı bölümler ile zeminde herhangi bir ayırt edici unsur bulunmadığının, üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet bulunmadığı gibi, tarımsal faaliyet yapılmasının mümkün olmadığının ve eğiminin %50-60 olduğunun belirtilmiş olması ve taşınmazın ziraatçı bilirkişi raporuna ekli fotoğraflardaki görüntüsünün mahkeme hakiminin gözlemi ile aynı doğrultuda olması karşısında çekişmeli taşınmaz bölümünün mera vasfında olduğu ve meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı dikkate alınmak suretiyle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.