2. Ceza Dairesi 2018/1028 E. , 2019/8195 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanık ...’ın yokluğunda verilen hükmün tebliği gerektiği halde, hükmün doğrudan adres kayıt sistemindeki adresinde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre yapılan 22.07.2014 tarihli karar tebliği işleminin geçersiz olması karşısında, sanık ... müdafiinin temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek, yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
1- Sanıklar hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin kısmen istem gibi ONANMASINA,
2- Sanıklar hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
5237 sayılı TCK"nın 116/1. maddesi uyarınca hükmolunan 1 yıl 6 ay hapis cezasından, aynı Kanun"un 119/1-c maddesi uyarınca bir kat oranında artırım yapılırken 2 yıl 12 ay hapis cezası yerine, hesap hatası sonucu 3 yıl hapis cezasına karar verilmesi suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 1412 sayılı Kanun"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun"un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 116/1. maddesi uyarınca hükmolunan 1 yıl 6 ay hapis cezasından, aynı Kanun"un 119/1-c maddesi uyarınca bir kat oranında arttırım yapılarak, sanığın 2 yıl 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.