Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/7576 Esas 2018/773 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7576
Karar No: 2018/773
Karar Tarihi: 05.02.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/7576 Esas 2018/773 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/7576 E.  ,  2018/773 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan ...’un 1688 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 9 nolu bağımsız bölümdeki ¼ payını, mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, asıl amacının bağışlamak olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, devrin bedeli karşılığında yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli taşınmaz mirasbırakanın eşi, davalının annesi ... adına kayıtlı iken 1/4 payın muris ... adına, kalan payların ise davalı ve dava dışı kızına intikal ettiği, mirasbırakanın taşınmazdaki payını 22.04.2013 tarihinde davalıya temlik ettiği, 25.02.2014 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı ikinci eş ile birlikte davalı oğlu ve dava dışı kızının kaldığı anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
    Somut olayda; davacı, temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığını kanıtlayamamış, aksine, dinlenen davacı tanıkları işlemin gerçek satış olduğunu bildirmişlerdir.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabul edilmesi isabetsizdir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.