9. Ceza Dairesi 2014/5568 E. , 2014/11081 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütü üyesi olma, görevi yaptırmamak
için direnme, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, mala zarar verme, patlayıcı madde bulundurma, resmi belgede sahtecilik
öncesi
Hüküm : 1- Sanıklar ..., ...,
..., ... hakkında:
a) TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca
mahkumiyet
b) Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan; 6352 sayılı Kanunun geçici 1/1. maddesi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesine
2- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında:
TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
3- Sanık ... hakkında:
a) TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
b) Temyiz talebinin reddi
4- Sanık ... hakkında:
a) TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62, 53/1-2-3, 58/9 maddeleri uyarınca mahkumiyet
b) Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan; 6352 sayılı Kanunun geçici 1/1. maddesi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesine (16.12.2009 ve 11.01.2010 tarihli eylemi nedeniyle)
c) TCK"nın 174/1-2, 3713 sayılı Kanunun 5/2,
TCK"nın 62, 52/2-4, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
d) 2911 sayılı Kanunun 32/2. maddesinin
yollamasıyla TCK"nın 265/1-3, 3713 sayılı
Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
e) TCK"nın 151/1, 152/1-a, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62. maddeleri uyarınca mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
f) 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK"nın 62. maddeleri uyarınca mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (05.12.2009 tarihli eylemi nedeniyle)
5- Sanık ... hakkında:
a) TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
b) 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK"nın 62. maddeleri uyarınca mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
6- Sanık ... hakkında:
a) TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
b) TCK"nın 204/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62/1, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında duruşmalı diğer sanıklar hakkında duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
Sanık ... müdafiinin süresinden sonra yapmış olduğu duruşmalı inceleme isteminin CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık ... hakkında başkasına ait nüfus cüzdanını kullanmak suçundan dolayı zamanaşımı süresince soruşturma yapılması ve dava açılması mümkün görülmüştür.
1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, sanık ... hakkında silahlı terör örgütünün propagandasını yapma ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik incelemede;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar 5271 sayılı CMK"nın 231/12 ve 253. maddeleri uyarınca itiraza tabi olup temyiz kabiliyeti bulunmadığından, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin 1. fıkrasına göre verilen kovuşturmanın ertelenmesine ilişkin kararlar ise anılan maddenin 4. fıkrası ile CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi hükmü karşısında durma kararı niteliğinde olup itiraza tabii olduğu ve CMK"nın 223/1. maddesinde sayılan hüküm niteliğindeki kararlardan olmadığından, temyiz incelemesine yer olmadığına,
2-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik incelemede;
Yasal süreden sonra olması nedeniyle temyiz dilekçesinin reddine dair karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan, sanığın karara karşı yaptığı başvurunun reddiyle yerel mahkemenin redde ilişkin kararın ONANMASINA,
3-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;
Avrupa kamu düzeninin temel bir özelliği olan Demokrasi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesince tasarlanan ve sözleşmeyle bağdaşabilen yegane politik modeldir. Siyasi partiler ise, Anayasamızın 68/2. maddesinde de vurgulandığı gibi, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.
Siyasi partiye üye olma ve bir siyasi partinin çatısı altında siyasi faaliyetlerde bulunma örgütlenme özgürlüğü kapsamında iken, özgürlüğün topluca kullanımı bağlamında ifade özgürlüğü ile de ilişkilidir.
Modern demokrasilerde özgürlüklerle doğrudan ilişkili olan ve yüksek bir meşruiyete sahip bulunan siyasi partilere üye olma ve siyasi faaliyette bulunma özgürlüğünün, diğer başka özgürlükler gibi; terör örgütlerince kötüye kullanılmak istenebileceği açıktır. Nitekim bir siyasi faaliyetteki asıl hedef ve amaçların açıklanan hedef ve amaçlardan daha başka olabileceği, asıl hedef ve amaçların gizlenebileceği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin “Yazar ve diğerleri” kararında da vurgulanmıştır.
Anayasamızın 68. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 11. maddesi ile tanınan siyasi partilere üye olma ve siyasi faaliyette bulunma özgürlüğünün kötüye kullanımı, yine Anayasamızın 14/2 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 17. maddeleri uyarınca yasaklanmıştır.
Bir faaliyetin siyasi faaliyet-örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilmesi ve Anayasa ile Sözleşmenin korumasından yararlanabilmesi için gerçekleştirilmekte olduğu bağlam ile birlikte cebir ve şiddet ile ilişkisi, kullanılan yöntem ve takip edilen amacın hukuk ve demokrasi kurallarına uygun olup olmadığı ve bir terör örgütü ile amaç veya yöntem bakımından ya da yapısal bir bağlantısının bulunup bulunmadığına bakılmalı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 17 Temmuz 2001 tarihli “Sadak ve diğerleri” kararında yaptığı ayrım da dikkate alınmalıdır.
Dairemizin 28.12.2011 tarih 2011/10371-30790 sayılı kararında; “PKK/KONGRA-GEL terör örgütünü bir devlet sistemi gibi yapılandırmayı hedefleyip birimlerini ve üyelerini sistematik bir yapıya kavuşturmayı amaçlayan örgütün yasama meclisi KONGRA-GEL tarafından kabul edilip sistemin anayasası olarak nitelendirilen KCK (Koma Civaken Kürdistan) sözleşmesinde, KCK ile PKK"nın ideolojik, ahlaki, felsefi ve örgütsel bağlantısının açıkça vurgulandığı ve KCK yapılanması bakımından PKK"nın amaç ve stratejisinin benimsendiği” belirtildikten sonra, KCK’nın PKK ile organik bağlantısı, açıklanan amaç ve stratejisi, hiyerarşik yapısı, üye sayısı, sahip olduğu silahlı ve zorlayıcı gücü itibariyle Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden cebren ayırmaya yönelik amaç suçu gerçekleştirmeye elverişli silahlı terör örgütü niteliğinde bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bir kısmı bir siyasi partiye üye de olan sanıkların, silahlı terör örgütünün faaliyetleri kapsamında düzenlenen etkinlik ve eylemlere katılma, müzahir kitlenin anılan eylemlere katılmasını sağlama, eylemlere katılımı organize etme, örgütün propagandasını yapma, silahlı terör örgütünün ölen ya da öldürülen mensuplarının cenazelerini örgütsel bağlılık içinde sahiplenme ve bunlara ilişkin faaliyetlerin örgütle bağlantılı yayın organlarında yer almasını sağlama, örgütün kırsalına eleman temin etme şeklindeki eylemleri koruma tedbiri altındaki tanık beyanları olmaksızın da dosya kapsamına göre iletişimin tespiti, teknik ve fiziki takip, arama, el koyma tutanak içeriklerinden sübuta erdiği anlaşılmakla; salt siyasi faaliyet kapsamında görülemeyecek nitelik ve yoğunluktaki eylemlerin bir bütün halinde silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil üyesi olma suçunu oluşturacağına ilişkin mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından sanıklar müdafilerinin bir siyasi partinin yetkilileri olan sanıkların yürüttükleri siyasi faaliyet nedeniyle cezalandırıldıklarına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçeleri ile sanıklar..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdükleri yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
4-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;
Sanıktan ele geçen nüfus cüzdanının aldatma kabiliyeti olup olmadığına dair bilirkişi raporu alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
5-Sanıklar ... ve ... hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;
Silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil üyesi olduğu kanıtlamayan sanıkların TCK"nın 314/3, 220/6. maddelerine uygun biçimde örgüt adına terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği dosya kapsamına göre sabit ise de, hükümden sonra yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3713 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4.fıkra hükmü uyarınca bu maddenin 2. fıkrasında tanımlanan suçu örgüt adına işleyenler hakkında TCK"nın 220. maddesinin altıncı fıkrasında tanımlanan suçtan dolayı ceza verilemeyeceği nazara alınıp, sanıkların sabit olduğu kabul edilen fiillerinin suç olma özelliğini devam ettirdiği de gözetilerek CMK"nın 223/4. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
6-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma, patlayıcı madde bulundurma, görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
Soruşturma evresindeki anlatımları hükme dayanak yapılan koruma tedbiri altındaki tanıkların, soruşturma aşamasındaki beyanları getirtilip CMK"nın 58/2-3. maddesi ile 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu ve anılan Kanun kapsamında çıkartılarak 11.11.2008 gün 27051 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Mahkemelerce Alınacak Tanık Koruma Tedbirlerine İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik hükümleri de gözetilerek kovuşturma evresinde usulüne uygun dinlenildikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 07.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM ŞERHİ:
07.11.2014 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı ..."ın huzurunda, duruşmada sanıklar ..., ...,... ve ..."ın savunmalarını yapmış bulunan Av. ..., sanık ..."nun savunmasını yapmış bulunan Av. ... ile sanıklar ... ve ..."ın savunmalarını yapmış bulunan Av. ..."ın yokluklarında, 12.11.2014 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.