17. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/144 Karar No: 2019/8771 Karar Tarihi: 01.10.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/144 Esas 2019/8771 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2017/144 E. , 2019/8771 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki cismani zarardan kaynaklı maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın reddine dair hüküm davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü; -K A R A R- Davacı vekili, 17.11.2014 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında motorsiklet sürücüsü müvekkili davacının kusurunun bulunmadığı ve kaza sebebiyle yaralandığını, yaralanması nedeniyle 1.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir. 2-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği veya Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Maluliyetin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun, yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağı bulunduğunun da belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur. Somut olayda, davacının maluliyetinin tespiti için adli tıp uzmanı üç kişiden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 24.05.2016 tarihli rapor ile davacının sol uyluk bölgesindeki yaralanmasına ait bulgular dava konusu olay tarihli tıbbi belgelere göre değerlendirildiğinde kısalık ve eklem hareket kısıtlılığının dava konusu trafik kazası ile tıbben illiyet bağının kurulamadığı ve mevcut haliyle Sosyal Sigortalar İşlemleri Tüzüğü yeni adıyla denilerek Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü kaybı oranı Tespit İşletmeleri Yönetmeliğine göre iyileşme süresinin 15 güne kadar uzayabileceği belirlenmiştir. 17.11.2014 kaza tarihi itibari ile Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği yürürlükte bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan davacının yaralanması ve arazları ile dava konusu kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı varsa davacının maluliyet durumuna ilişkin kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun yeni bir rapor aldırılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (HGK’nın 2013/17-2423, 2015/1661 sayılı ilamı da bu yöndedir.) SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.