23. Hukuk Dairesi 2015/5098 E. , 2017/3542 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat, tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ..."ın yüklenici, diğer davalı ..."ın ise arsa sahibi sıfatı ile imzasının olduğu 05.10.2006 tarihli "Düzenleme Biçiminde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" imzalandığı ve inşaatın tamamlanarak arsa sahibi ..."a teslim edildiğini, sözleşme uyarınca inşaatın %48 payının davacı ve davalı yükleniciye, %52 payın ise diğer davalı arsa sahibi ..."a ait olduğunu, davalı yüklenici ..."ın kendi payına isabet eden %24 hissenin yarısı olan %12 payı müvekkiline devrettiğini, böylece müvekkilinin hissesinin %36"ya çıktığını, davalılara çekilen hisse devrine ilişkin 22.02.2008 tarihli ihtarnameden de sonuç alınamadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmaz üzerindeki müvekkili hissesine isabet eden %36 kısmının davalı ... adına olan tapunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın haksız açıldığını, davacının dava dışı eşi ..."ye 04.09.2007 tarihli vekaletname ile yetki verdiğini ve 19.11.2007 tarihinde tapuda satış yaptığını, davacının kötüniyetli olduğunu, eşi adına banka havalesi ile 140.000 USD ödeme yapıldığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini istemiş, davalı asil ise duruşma sırasında davacının kendi hissesini eşi dava dışı ... aracılığı ile 140.000 USD bedelle satıldığını, paranın adı geçen kişinin hesabına gönderildiğini ifade ederek, davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine aynı uyuşmazlıkla ilgili olarak açtığı tazminat davasının ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 28.05.2010 gün, 2010/255 E., 2010/175 K. sayılı ilamı ile asıl davayla birleştirilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili bu davada ilk açtıkları tapu iptali tescil davasının sonuçsuz kalması ihtimaline istinaden tazminat davasını açtıklarını belirterek, 73.543,68 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş, daha sonra davasını 79.169,77 TL olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece, tapu iptali ve tescile konu parsel üzerinde davalılar adına herhangi bir hisse bulunmadığından tapu iptali tescil davasının reddi gerektiği, birleştirilen tazminat davasında ise, davanın kabulü ile 79.169,77 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline dair verilen karar, asıl ve birleşen davada davalılar vekillerinin temyizi üzerine, Dairemizin 20.02.2014 tarih, 2013/8822 E., 2014/1208 K. sayılı ilamıyla, banka dekontundaki bedelin ödendiğinin yazılı belge ile ispatlandığı, bu nedenle, mahkemece bedelin davacı yana ödenip ödenmediği hususunda yemin teklifinin gereksiz olduğu gibi hukuki sonuç doğurmasının da mümkün olmadığı, davacı ..."nin kendi payına isabet etmesi gereken %24 payı almış olduğu, ancak 21.05.2007 tarihli protokol uyarınca ilaveten alması gereken %12 payın kendilerine verildiğine dair herhangi bir delil ileri sürülmediği, bilirkişi kurulu raporu ile tesbit edilen işyeri bedelinin %12"lik kısmının hüküm altına alınması gerektiği ve dava konusu uyuşmazlığın yükleniciler arasındaki paylaşım konusuna taalluk etttiğinden, tahsiline karar verilen miktardan davalı arsa sahibinin sorumlu tutulmaması gerektiği belirtilerek, bozulmuş, mahkemec, bozma yönünde yapılan inceleme neticesinde, tapu iptal tescil davasının reddine ilişkin karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen 2010/255 esas sayılı davada davalılardan ... aleyhine açılan alacak davasının reddine, ... aleyhine açılan alacak davasının kısmen kabulü ile 26.389,92 TL"nin birleşen dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl ve birleşen davada davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.