16. Hukuk Dairesi 2016/8499 E. , 2019/3979 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 119 ada 3 parsel sayılı 556,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edildikten sonra 23.10.2009 tarihinde kayden satış sonucu (... oğlu) ... adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın kendi adına tescili, bu talebi kabul görmediği takdirde çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği dikkate alınarak, taşınmazın muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 119 ada 3 parselin içerisindeki (A) harfi ile gösterilen 338.91 metrekarelik bölüm, davacının sunduğu senedin kapsamında kalıyor ise de davacının zilyetliğinin bulunmadığı, geriye kalan ve (B) ile gösterilen 217.43 metrekarelik bölüm ise muris ..."e ait yer olduğu, bu bölüm yönünden ise davacının talebinin olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Taraflarca dayanılan Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 13.07.2000 tarih ve 1996/140 Esas, 2000/278 Karar sayılı ilamına konu, davacısı iş bu dosyanın da davacısı olan ...; davalısının ise çekişmeli taşınmazın tespit maliki ve iş bu dosyanın davalısı ..."in babası (satıcısı) olan ... olan davada, davacının aynı senede dayanarak men"i müdahale ve kal istemli dava açtığı ve mahkemece çekişmeli bu taşınmazın tarafların murisi ... tarafından satın alındığı ve ona ait olduğu kabul edilerek, davacının talebinin reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Buna göre ilam taşınmazın tamamı bakımından taraflar yönünden kesin hüküm oluşturmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemenin senedin (A) bölümüne ait olduğu, ancak davacının zilyet olmadığı şeklindeki gerekçesi yerinde değilse de, ileri sürülen talep yönünden ret kararı verilmesi sonucu itibarı ile doğru olup, buna ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Mahkemece, 119 ada 3 parsel içerisinde (B) harfi ile gösterilen ve senedin kapsamı dışında murise ait olduğu belirtilen bölüm yönünden ise davacının talebinin olmadığı kabul edilmiş ise de davacı, çekişmeli 119 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamı için öncelikle 24.10.1972 tarihli senede dayanarak tapu kaydının iptali ve adına tescili, bu talebi kabul görmediği takdirde taşınmazın tamamının muris ..."ün tüm mirasçıları adına tescil istemiyle dava açmış olduğuna göre buna ilişkin gerekçe de dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
Taşınmazın (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerin tamamının önceki maliki olan muris, ..."ün 1976 olan ölüm tarihi itibariyle, terekesi TMK"nın 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup, bu mülkiyet şeklinde taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Bu nedenle de tasarrufi işlemlerin ancak tüm mirasçıların oybirliği ile yapılması mümkündür. Dava da bir tasarrufi işlem olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçılar tarafından birlikte ya da terekeye temsilci atanmak suretiyle dava açılması gerekir.
Hal böyle olunca, somut olayda davacı, ilk talebi kabul görmezse miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu kaydının iptali ile dava konusu taşınmazın murisin tüm mirasçıları adına tescili istemiyle murisin terekesi karşısında 3. kişi durumundaki davalıya karşı asliye hukuk mahkemesinde tek başına dava açtığına göre mahkemece, davacıya murisin davada yer almayan mirasçılarının davaya katılımlarını ya da muvafakatlerini sağlaması veya terekeye temsilci atanması için dava açmak üzere süre ve imkan tanınmalı, bu suretle aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde işin esasına girilip, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 28.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.