11. Hukuk Dairesi 2016/13630 E. , 2018/6793 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/05/2016 tarih ve 2013/377-2016/427 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 06/11/2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ve ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin aynı zamanda ... Üretim ve Değerleme A.Ş." nin hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, 2013 yılı Mayıs ayında davalı bankadaki hesabından havale işlemi gerçekleştirmek istediğinde hesabındaki paranın çekildiğini ve dolandırıldığını anlayarak suç duyurusunda bulunduğunu, özel amaçlı denetim raporu hazırlattığını, davalı bankadan hesap hareketlerine ilişkin talimatları isteyip incelediğinde bir çok ödeme talimatının sahte olduğunu ve çekilen paraların kendisine teslim edilmediğini tespit ettiğini, yaklaşık 700.000,00 TL"ne varan ödemelerde dahi banka personelince müvekkilinin haberdar edilmediğini ve imzası kendisine ait olmayan talimatlarla toplam 5.021.180,00 TL ve 71.445,00 USD tutarındaki bedelin bilgisi ve rızası dışında ödendiğini, 19 adet ödeme talimatındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, herhangi bir şekilde şirketin ticari faaliyetlerinde de kullanılmadığını, müvekkilinin uğradığı zararın objektif özen borcuna uygun davranmayan banka tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL maddi zararın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava değerini 5.172.636,00 TL olarak belirtilmiş ve harcını ikmal etmiştir.
Davalı vekili, davacının bilgisi çerçevesinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle müvekkili bankaya kusur yüklenemeyeceğini, işlemlerin tamamının davacının ortağı olduğu firma bünyesinde çalışan kişi tarafından gerçekleştirildiğini ve firma hesaplarına geçirildiğini, davacının bu durumdan haberdar olduğunu ve icazet verdiğini, davacının başkaca itiraz etmediği işlemlerinde de aynı şekilde hareket edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 21.02.2012- 19.04.2013 tarihleri arasında gerçekleştirilen işlemler sonucunda toplam 5.021.171,40 TL ve
71.445 USD tutarında para çekildiği, işlemlere ilişkin talimatların tümünde davacı adına atılan imzaların kendisine ait olmadığı, çekilen paraların 2.253.000,00 TL"lik kısmı davacının ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu ... Emlak Üretim ve Değerleme AŞ"nin yine davalı banka nezdinde bulunan hesabına yatırıldığı, söz konusu işlem tarihlerinden önce benzer talimatlarla davacı hesabından aynı şekilde işlemler yapıldığı, havale talimatlarının şirket çalışanı ve fınans müdürü olan ... tarafından düzenlendiği ve davalı bankaya şirket personeli ... ve ... tarafından getirilerek dava konusu işlemlerin yapıldığı, davacı tarafından ... ve banka çalışanları hakkında dolandırıcılık suçlamasıyla şikayette bulunulmuş ise de, işlemleri gerçekleştiren ... ve ..."nın şüpheli isimler arasında yer almadığı ve halen şirket çalışanı oldukları, 19 adet işlemin yaklaşık 14 aylık bir sürede gerçekleştirildiği, davacının bu süre içinde yapılan işlemlerden haberdar olmadığını söylemesi ve çekilen paraların bir bölümünün yönetim kurulu başkanı olduğu şirket hesabına aktarıldığını bilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, uzun süredir devam eden işlemlere sessiz kalan davacının bu davranışının zımnen icazet olarak değerlendirilmesi gerektiği, söz konusu işlemlerin şirketi temsilen gerçekleştirildiği, işlemleri gerçekleştiren kişilerin davacının ortağı olduğu şirket tarafından kendilerine yetki verilen belgeyi davalı bankaya sundukları, davacının ortağı olduğu şirket çalışanı tarafından davalı bankadan sahte talimatlar çekilen paraların yarıya yakın bölümünün yine şirket hesaplarına aktarılmış olup, davacının bu durumdan haberdan olmamasının mümkün olmadığı, davacı ise şirket hesaplarına yatırılan bu paranın kasadan çıkan para olduğunu, çekilen para olmadığını, tekrar yatırılmış gibi bir görüntü yaratıldığını idda etmekte ise de, şirket hesap ekstresinin incelenmesi ile para yatışlarından önce bakiyesinin yetersiz olduğu, hesaba yatan paralardan sonra belli ödemelerin yapılabildiği belirlenmiş olup, bu ödemelerin şirket kasasından yapıldığınının açıklanamadığı, davacı hesabından çekilen paraların aynı kişiler tarafından birkaç dakika içerisinde şirket hesabına geçerildiği, davacının dava konusu sahte imza ile yapılan işlemlere zımnen icaret verdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacının da müştekilerinden olduğu şikayet üzerine, hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olduğu şirket çalışanları ile davalı banka yetkilisinin de şüpheliler arasında yer aldığı kişiler aleyhine ""Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık"" suçlamasıyla ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2013/166070 Soruşturma numaralı dosyasında başlatılan ceza soruşturması neticesinde düzenlenen iddianamede, davalı banka yetkilisi yönünden de, şirket çalışanı tarafından kendisine iletilen yüksek meblağlı banka talimat işlemlerini teyit almadan şirket çalışanının söz ve talimatları ile gerçekleştirdiği, yüksek meblağlı bankacılık işlemlerinde hesap sahibi şahısların teyidi olmadan işlem yaparak şirket çalışanı ile birlikte hareket ettiği iddiasıyla kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, hukuk hakimi, kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de, aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle "fiilin hukuka aykırılığı" konusunda tamamen bağlı olacağından ve bu itibarla, hem şirket çalışanları hem de davalı banka yetkilisinin yargılandığı ceza dosyasının sonucu işbu davayı etkileyeceğinden dosyanın sonucu beklenilerek neticesine göre bir karar vermek gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.