13. Hukuk Dairesi 2015/15073 E. , 2017/6889 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının imzaladığı 30/05/1994 ödeme tarihli 114.000.000 TL miktarlı senedi kendisinin de kefil olarak imzalığını, bu senedin ödenmemesi nedeniyle alacaklının icra takibi başlattığını, borcu ödeyerek takibe konu senedi icra müdürlüğünden aldığını, bu nedenle davalı tarafından 24/10/2000 tanzim, 24/10/2008 ödeme tarihli 40.000.000 TL senedin imzalanarak kendisine verildiğini, bu senet ödenmeyince davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, bu takibe davalı borçlu tarafından itiraz edildiğini, davalının takip konusu yazılı belge altındaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla itirazda bulunduğunu, imzanın bizzat davalıya ait olduğunu, itirazın haksız ve yersiz olduğunu, ileri sürerek itirazlarının iptaline, takibin devamına, haksız itirazı nedeniyle % 40"dan az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini istemiştir.
Davalı vasisi, davalının ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 31/03/2009 tarihli, 2007/1491 Esas 2009/191 K.sayılı kararı ile davalının kısıtlandığını, medeni haklarını kullanma ehliyeti olmadığını, senet altındaki imzanın davalıya ait olmadığını, davalı babasının iki binli yıllarda sokaklarda yaşamakta olduğunu, alkol alışkanlığı nedeniyle müfettiş olarak görev yaptığı Milli Eğitim Bakanlığındaki görevinden atıldığını, yardımları sebebiyle babasının emekli olduğunu, emekli maaşı almaya başlayınca babasının pek çok alacaklısı ortaya çıktığını, babasının alkol aldığında ne yaptığını bilmediğini, parasının hesabını yapmadığını ve olur olmaz senetler imzaladığını, takibe ve davaya konu senedin düzenleme tarihi ile vade tarihi arasındaki sürenin çok uzun bir süre olduğunu, hayatın olağan akışı ve ticari hayatın gerekleri dikkate alındığında bu derece geniş bir vadeyi içeren senedin düzenlenmesinin imkansız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddini karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile davalı aleyhine başlattığı takibe itirazın haksız olduğunu ve senetteki imzanın davalıya ait olduğunu ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı, mahkeme kararı ile kısıtlanması nedeniyle hukuki işlem ehliyetinin olmadığını, senet altında imzanın kendisine ait olmadığını,senedin düzenleme tarihi ile vade tarihi arasındaki sürenin çok olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ... 4.İcra Müdürlüğünün 2011/3339 Esas sayılı dosyasından ve ... 1.İcra Müdürlüğünün 2011/1653 Esas sayılı dosyasından yapılan takibe konu senedin 24/10/2000 tanzim, 24/10/2008 vade tarihli 40.000.000.000 (kırkmilyar ) TL bedelli belge olduğu, senedin ihdas nedeninin yazılmadığı, tanzim yerinin bulunmadığı, borçlunun adı ve soyadının yazılı olduğu yerde de tanzim yerinin yazılmadığı, vade tarihi itibariyle de zamanaşımına uğramış senet niteliğinde olduğu, bono senedi vasfını taşımadığı, yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilebileceği ancak, davacının bu belgeye ilişkin alacağı ispatlayamadığı, hayatın olağan akışına aykırı olarak tanzim yılı 2000 olan belgeye 2008 yılı ödeme tarihi konulduğu, ihdas nedeninin de belirtilmediği, bu belgeye istinaden davacıya alacak bahşetmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; dava konusu senet tanzim yeri olmadığından bono niteliğini haiz olmayıp adi senet niteliğindedir ve bu nedenle 10 yıllık zamanaşımına tâbidir. Kayıtsız şartsız borç ikrarı mahiyetinde olan senet altındaki imza davalı tarafından inkar edilmiş ancak bu konuda inceleme yapılmamıştır. Mahkemece icra takibine konu senedin aslı istenmiş, davacı taraf senedin aslının mahkeme kasasında olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece senet altındaki imzanın davalı tarafa ait olup olmadığı hususunda rapor tanzimi için adli tıp kurumuna müzekkere yazılmış ancak incelenmesi talep edilen 24.10.200 tanzim 24.10.2008 vade tarihli senet yerine 05.09.1993 tanzim 30.05.1994 ödeme tarihli senetteki imzaların incelenerek 26.12.2013 tarihli rapor tanzim edilmiştir. Bu durumda imzası inkar edilen senet ile igili bir inceleme yapılmadan karar verildiği anlaşılmıştır. Senede karşı, mahkemenin ispat yükünün davacıda olduğuna dair kabulü de doğru değildir, ispat yükü davalıdadır. O halde mahkemece imzası inkar edilen senet altındaki imzanın davalı tarafa ait olup olmadığı araştırılıp, iddia ve savunmaya ilişkin taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ispat yükü ters çevrilerek eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 06/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.