Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/639 Esas 2019/9518 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/639
Karar No: 2019/9518
Karar Tarihi: 17.12.2019

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/639 Esas 2019/9518 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2018/639 E.  ,  2019/9518 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Sanığın, katılan ... yerine keşideci imzası atarak oluşturduğu ya da düzenlenen çeklere onun yerine imza atarak ciroladığı sahte çekleri, ... İç ve Dış Ticaret A.Ş.’ye vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın aşamalardaki savunmalarında, söz konusu imzaları ... ve ..."ın bilgi ve rızası dahilinde attığını, sahtecilik kastının bulunmadığını, suçlamaları kabul etmediğini beyan etmesi, ...’ın ise 26.06.2008 tarihinde alınan ifadesinde; “...şirketi ile yaptığımız anlaşmaya göre şirkete verilen çekler ... adıyla çıkması gerekiyordu. Bu nedenle ben kendi hesabımdan çek keşide ediyordum. ...’ın kaşesi vurularak imza yetkim olması nedeni ile imzamı atarak çeki veriyordum. Zaman zaman benim olmadığım zamanlarda müşterilere ait çeklerde benim bilgim dahilinde ... isimli şahıs da ...’ın kaşesini vurarak imzasını atmıştır. Sipariş formlarında da ... kaşesi üzerine ... benim bilgim dahilinde imza atmıştır ... 2007 yılı içerisinde yaz aylarında 15.000 TL tutarlı 4 adet çek keşide ettim. Birer ay aralıklı olarak keşide tarihlerini attım. Sonuncusu 30/12/2007 keşide tarihliydi. Bu çekleri ... namına keşide etmiştim. Keşide ettiğim çekleri ...’a verdim. ... bu çekleri ...şirketine fakslayarak bu şartlarda bize mal verip vermeyeceklerini sordu. Şirketten onay çıkmış. Bunun üzerine ... da çeklerin arkasına ... kaşesini vurarak imzalayıp şirkete göndermiş. Ben bu olayı aynı gün veya ertesi gün öğrendim. Birlikte çalıştığımız için herhangi bir şey söylemedim. Birlikte çalışmaya devam ettik” şeklinde, 23.03.2010 tarihinde mahkemede verdiği tanık ifadesinde ise; “... isimli şirketin bayiiliğini almıştık, ben bir tarla ve bir dükkanımı ipotek vermiştim, şirket adına çek keşide etme yetkisi bana aitti, noterden imza sirküleri düzenlemiştik, bu nedenle çekleri ben keşide ediyordum, ancak ben iş yerinde olmadığımda aşırı güven ilişkisi nedeniyle şirketin kaşesinin üzerine imzasını atmak suretiyle sanık da çek keşide etmiştir, fakat çekleri zamanında ödediğimiz için herhangi bir sorun olmuyordu, bu nedenle bu şekilde güven ilişki içinde çalışmaya devam ettik.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmakla; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 tarihli ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında, önceden verilen rıza üzerine imza atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık ve zımni olabileceği dikkate alındığında, sanığın savunmasının aksini gösterir, mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerin bulunmadığı gözetilerek “şüpheden sanık yararlanır ilkesi” gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.