21. Hukuk Dairesi 2016/17833 E. , 2017/2794 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigorta başlangıcının 05.07.2006 tarihi olarak tespiti ile 05.07.2006 - 15.07.2012 tarihleri arasındaki hizmetlerinin diğer hizmetleri ile birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 05.07.2006- 15.07.2012 tarihleri arası davalı işverenler nezdinde geçen ve Kuruma eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmişse de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; ... sicil numaralı davalı işyerinin lokanta gazino kahvehane işyeri olarak tescil edilip 01.01.2005 tarihinden itibaren kanun kapsamında olduğu, davacının ihtilaflı dönemde 01.06.2009- 05.06.2009 ve 15.02.2011- 09.05.2011 tarihleri arasında sigortalı hizmet bildiriminin bulunduğu, , ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarının getirtildiği, 05.04.2011 tarihli davalı işyerine ilişkin denetim tutanağında davacının 15.02.2011 tarihinde işe başladığını belirterek beyanını imzaladığı, yine 05.06.2009 tarihinde de davalı kurum denetmenlerince davalılara ait işyerinde denetim yapıldığı, ancak bu denetim tutanağı ve eki belgelerin istenmediği, davacı, davalı ve bordro tanıklarının dinlenip tanık beyanları çelişkili olmasına rağmen çelişki giderilmeksizin hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının 05.04.2011 tarihli müfettiş raporunda işe başlama tarihinin 15.02.2011 olduğuna dair beyanı bulunduğundan 15.02.2011 tarihi öncesi yönünden red kararı yerinde ise de 15.02.2011 tarihi sonrası için çelişkili beyanda bulunan bordro tanıkları ( özellikle ..., ..., ...) tekrar dinlenip gerektiğinde yüzleştirilmek suretiyle çelişki giderilmeksizin, çelişki giderilemediği takdirde başka bordro ve komşu işyeri tanıkları dinlemeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, 15.02.2011 tarihi sonrası için çelişkili beyanda bulunan bordro tanıklarını ( özellikle ..., ..., ...) tekrar dinlemek, gerektiğinde yüzleştirmek suretiyle çelişkiyi gidermek, beyanları arasındaki çelişki giderilemediği takdirde başka bordro tanıklarını dinlemek, gerek görüldüğü takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak suretiyle davacının 15.02.2011 tarihi sonrası çalışmalarının ne kadar sürdüğü, hangi tarihte bittiğini net bir şekilde belirlemek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 28.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.