21. Hukuk Dairesi 2016/19730 E. , 2017/2790 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile kesilen aylığın yeniden bağlanmasına, ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline, borç çıkarılması işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davalı Kurumca davacının yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile, ödenmeyen aylıkların tahakkuk tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca hatalı değerlendirme sonucu varılmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıya 01.09.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, ... Denetmenliği"nin 29.11.2013 tarihli raporuna istinaden davacı adına 08.06.2006-12.09.2007 ve 04.03.2007- 08.03.2009 tarihleri arasında ... sicil sayılı ... Ltd. Şti. ne ait işyerinden bildirilen 821 günlük hizmetinin fiili olmadığı gerekçesiyle iptal edilmesi sonucu yaşlılık aylığının başlangıç tarihinden itibaren iptal edildiği, 29.11.2013 tarihli ... Denetmenliği Araştırma ve İnceleme Raporunda, ... Ltd. Şti. unvanlı işyerinin faaliyet adresi olarak yer alan ... adresinde, 17.01.2013 tarihinde yapılan yerel denetimde, işyerinin gayri faal ve kapalı olduğu, bu adreste ... ve 1...unvanlı işyerlerinin faaliyet yürüttüğünün, ..."a ait işyeri çalışanı ... yaklaşık 10 yıldır aynı işyerinde çalıştığını, "No11/2-5" adresinde bir süre mühendislik bürosu (..."na ait) var olduğunu, daha sonra adresin bir süre boş kaldığını ve sonradan da adreste bir "sigorta şirketinin faaliyet yürüttüğünü, sigorta şirketinin tabelası bulunmadığından adını bilmediğini, ancak sigorta şirketinin sahibi olarak ..."i tanıdığını, ...,... (...")Kurumuş adlı şahısları tanımadığını, işyerinin (sigorta şirketinin) bu adreste faaliyet yürüttüğü sürece genellikle kapalı tutulduğunu, nadiren ..."in gelerek büroyu işyerini açtığını ve kısa sürede de kapadığını, ... dışında bu işyerinde çalışana rastlamadığını, bildiği kadarıyla işyerinin sigortalısı-çalışanı olmadığını, yaklaşık (bir) yıl kadar önce de işyerinin tamamen kapatılarak terk edildiğini beyan ettiği, davacının ise halen pazarcılık işi ile uğraştığını, davalı işyerine haftada 1-2 gün temizliğe gittiğini, tam faal olarak çalışmadığı halde emekli olmak için kendisini böyle gösterdiğini, ... isimli şahsa aylık 150 TL vererek kendisini yaklaşık 2 buçuk 3 yıl sigortalı göstermesini
sağladığını, sigortalı gösterildiği bu işyerinde haftada 1-2 gün çalıştığını beyan ettiği, yine başka sigortalı çalışan tanıkların da davacı gibi para karşılığı sigortalarının yapıldığını beyan ettikleri, neticeten Kurum kontrol memurunca beyanlarına başvurulan ve ... Ltd. Şti. ne ait işyerinden adlarına çalışma bildirilen davacı dahil bir kısım sigortalıların bu işyerinde hiç çalışmadıklarından bahisle sigortalılıklarının iptal edildiği, mahkemece davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği, ... Ltd. Şti. nin sigortalılığı iptal edilmeyen tüm ihtilaflı dönem bordro tanıklarının davacı ve davalı tanıkları arasında oldukları, tanıkların davacının ilgili işyerinde şoför, saha görevlisi olarak çalıştığını beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanaklarından biri 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının kurum denetmenine haftanın belli günlerinde pazarcılık işi uğraştığını beyan ettiği, bu beyanı ile uyumlu şekilde seyyar sebzecilik işinden 21.05.2008 tarihinden itibaren başlayan vergi kaydı bulunduğu, yine seyyar sebzecilikten oda kaydı bulunduğu, davacının kurum denetmenine ayrıca ilgili işyerinde sürekli çalışmadığını, sigortasının yapılması için para ödediğini ikrar ettiği gibi haftada 1-2 gün işyerine gidip temizlik işleri ile uğraştığını da beyan etmişse de davacı ve davalı tanıklarının Mahkemedeki beyanlarında bir kısmının davacının şoför, bir kısmının ise saha görevlisi olarak çalıştığını beyan etmeleri dikkate alındığında davacının sigortalılığı iptal edilen dönemde fiili çalışması bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.