(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2013/12231 E. , 2014/351 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen 25.01.2013 tarihli ek kararın, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Mahkemece, davalı vekilinin 17.12.2012 tarihli temyiz başvurusu hakkında, davalı vekiline gider avansının yatırılması için gönderilen muhtıranın 08.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, buna rağmen gider avansının belirtilen süre içerisinde mahkeme veznesine yatırılmadığı gerekçesiyle 25.01.2013 tarihli Ek kararı ile HMK"nun 344. maddesi uyarınca kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiş ise de; davalı vekilinin 14.01.2013 havale tarihli gerekçeli temyiz dilekçesine eklediği 50,00 TL posta pulunu ... 9. İş Mahkemesi 2013/23 muhabere numarasıyla ... 1. İş Mahkemesinin 2012/292 Esas sayılı dava dosyasına gönderdiği, temyiz olunan dava dosyasının 2010/292 Esas nolu olmasına rağmen 2012/292 Esas sayılı dava dosyasına gönderilmesi nedeniyle gerekçeli temyiz dilekçesiyle gider avansının bu dava dosyasına geç intikal ettiği, ancak bu dava dosyasına gider avansının 14.01.2013 tarihinde süresi içerisinde yatırıldığı anlaşılmakla gider avansının belirtilen süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesi ile kararın temyiz edilmemiş sayılmasına ilişkin karar yerinde olmadığından mahkemenin 25.01.2013 günlü 2010/292 Esas, 2012/912 Karar sayılı Ek kararı bozularak ortadan kaldırılmalı ve davalı vekilinin 13.12.2011 tarihli karara yönelik temyiz itirazları incelenmelidir.
6100 Sayılı HMK geçici 3 ücncü madde 1 inci fıkrasına göre; “Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2"nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2 nci fıkrasına göre; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454"üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “5521 sayılı Yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15 inci maddesindeki düzenleme gereği HUMK.nun 427 maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
2012 yılında mahkemelerce verilen kararların temyiz edilebilmesi için temyize konu dava değerinin 1.690,00 TL"nı geçmesi gerekir.
Somut olayda temyize konu edilen miktar 640,76 TL olup karar tarihi itibariyle hüküm kesin nitelik taşıdığından davalının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemenin davalının kararı temyiz etmemiş sayılmasına ilişkin 25.01.2013 tarihli Ek kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, temyiz olunan 13.12.2012 tarihli karar yönünden davalının temyiz dilekçesinin reddine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 15/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.