Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/17268
Karar No: 2014/350
Karar Tarihi: 15.01.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2013/17268 Esas 2014/350 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi, davalı şirketin alt işvereni olarak çalıştığı dönemde, asıl işveren davalı belediye tarafından çalıştırıldığı iddiasıyla kıdem ve ihbar tazminatı ile işçilik alacaklarının tahsili için dava açmıştır. Mahkeme, davacının asıl işvereninin davalı belediye olduğu gerekçesiyle davalı şirketin husumetten reddine, davalı belediyenin ise davalı şirket ile birlikte sorumlu tutulmasına karar vermiştir. Ancak mahkemenin, davanın diğer şirketlere ihbarı ve fazla çalışma ücretinin hesaplanması konusunda hatalı karar verdiği gerekçesiyle kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) davanın ihbarını ve şartlarını düzenleyen 49. maddesi
- İşçi temini usulü ile işçi çalıştırmanın yasak olduğunu belirten İş Kanunu.
7. Hukuk Dairesi         2013/17268 E.  ,  2014/350 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Mersin 2. İş Mahkemesi
    Tarihi : 21/03/2013
    Numarası : 2011/27-2013/213

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı A.. B.. vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı A.. B.. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı vekili, davalılardan G.. P.. Harf.Mak.San. ve Tic.Ltd.Şti"nin diğer davalı A.. B.."nın temizlik işlerini üstlenen taşeron şirket olduğunu, İş Yasası anlamında aralarında alt-üst işveren ilişkisi bulunduğunu, davacının 15/05/2007 tarihinde çalışmaya başladığını, süregelen iş koşulu ve davalılar arasındaki uyuşma gereğince Akdeniz Belediyesi hizmet binasında özel kalem biriminde görevini sürdürmüş olduğunu, davacının alt işverenler değişse de yaptığı iş değişmeden, kesintiye uğramadan çalışma süresi boyunca aynı birimde çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın 22/10/2010 tarihinde işveren tarafından feshedildiğini, 80,00 TL yemek yardımı aldığını, genel tatil günlerinde çalıştığını, hafta içi üç gün 08:00-20:00, hafta içi iki gün 08:00-17:00 ve cumartesi 08:00-15:00 saatleri arasında çalıştığını, 15 günlük ücretinin ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
    Davalı G..P.. Harf.Mak.San. ve Tic.Ltd.Şti vekili, davacı ile 02/01/2010 tarihinde belirli süreli iş sözleşmesi akdedildiğini, davacının bahçıvan olarak 9,5 ay çalıştıktan sonra nişanlı olduğunu, yakında Amerika"ya gideceğini söyleyerek işe gelmediğini, işçinin iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davalı belediyenin ihale verdiği şirketlere davanın ihbarını istediklerini davalı Belediye vekili, davanın husumetten reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının 15/05/2007-22/10/2010 tarihleri arasında 3 yıl, 3 ay, 12 gün belirsiz süreli, sürekli ve tam süreli iş akdi ile sekreter olarak davalı A.. B.. uhdesinde çalıştığı, davacının sigorta bildirimlerinin A.. B.."ndan ihale ile iş alan taşeron şirketler tarafından yapıldığı, davalı belediyenin "işçi temini" yoluna giderek temizlik ihalesi ile iş verdiği şirketler üzerinden sigortalı gösterilmek suretiyle davacıyı Belediye Başkanlığı"nda sekreter olarak çalıştırdığı, işçi temini usulü ile işçi çalıştırmanın yasak olması sebebiyle davacının asıl işvereninin davalı belediye olduğu gerekçesi ile davanın davalı G.. P..Harf.Mak.San. ve Tic.Ltd.Şti. yönünden husumetten reddine, davalı A.. B.. yönünden kabulüne karar verilmiştir.
    Muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraftan zararının tazminini isteyebilir. Haksız fiil işleyen kimse uygun illiyet bağı çevresine giren bütün zararlardan sorumludur. Ayrıca muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez.
    Davalılar kendi aralarında Park ve Yeşil Alanların Bakımı, Atölye İşleri Hizmet Alımı Sözleşmesi yapmışlar buna rağmen davacıyı sekreterlik işinde çalıştırmışlardır. Davalı A.. B.. kendilerine husumet düşmeyeceğini savunmuş ise de dinlenen tanık beyanlarından davacının çalışmasının davalı Belediyede geçtiği, ancak 02/01/2010- 22/10/2010 tarihleri arasındaki sigorta kaydının davalı şirket üzerinden yapıldığı, davacının iş sözleşmesinin 22/10/2010 tarihinde haklı neden olmadan feshedildiği, dosya kapsamından davacının gerçek işvereninin A.. B.. olduğu anlaşılmaktadır. Davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu mahkemenin de kabulündedir. Muvazaa olgusu davacının kayden görüldüğü işverenin gerçek işveren olduğunu göstermez. Ancak kimse kendi muvazaasından yararlanmaz ilkesi uyarınca muvazaalı tarafta yer alan her iki kişi de sorumluluktan kurtulamayacaktır. Bu nedenle, davalı G.. P.. Harf.Mak.San. ve Tic.Ltd.Şti."nin de davacının işçilik alacaklarından davalı A.. B.. ile birlikte müştereken ve müteselsilin sorumlu tutulması gerekir. Mahkemece yazılı gerekçe ile G.. P..Harf.Mak.San. ve Tic.Ltd.Şti. yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi hatalı olup bu yön kararı temyiz eden davalı Belediyenin de hak alanını ilgilendirdiğinden karar bu nedenle bozulmalıdır.
    3-Davalı G.. P.. Harf.Mak.San. ve Tic.Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde, davacının çalıştığı diğer şirketlere davanın ihbarını istemiştir. 1086 sayılı HUMK’nun davanın ihbarını ve şartlarını düzenleyen 49. maddesinde "İki taraftan biri dâvayı kaybettiği takdirde üçüncü şahsa rücu hakkı olduğu mülâhazasında bulunursa makamına kaim olarak dâvayı takip veya dâvada üçüncü şahıs sıfatiyle kendisine iltihak etmesi lüzumunu o şahsa ihbar edebilir. Dâvanın her halinde ihbar caizdir. Şu kadar ki ihbar için iki tarafın biri canibinden vuku bulacak mühlet talebi dâvanın ikamesini veya dâvada rücuu icap eden vasıtanın mahkemeye arzını mütaakıp dermeyan edilmezse mühlet verilemez." hükmü düzenlenmiştir. Davalı şirket vekilinin davanın ihbarı yönündeki talebini süresinde ve usulüne uygun olarak mahkemeye ilettiğinin anlaşılması karşısında; mahkemece, davanın alt işverenlere ihbarı gerekirken bu usuli işlemin yerine getirilmemiş olması da hatalı olmuştur.
    4-Fazla çalışma ücretinin hesabı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut olayda, davacı, dava dilekçesinde haftanın 3 günü 08:00-20:00 saatleri arasında, haftanın iki günü 08:00-17:00 saatleri arasında, Cumartesi günleri ise 08:00-15:00 saatleri arasında çalıştığını iddia etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftanın 5 günü 08:00-19:00 saatleri arasında, Cumartesi günleri ise 08:00-15:00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Oysa davacının talebi ile bağlı kalınarak haftanın 2 günü 08:00-17:00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılması, diğer günlerin ise belirlendiği şekliyle hesaplanması gerekirken mahkemece haftanın 5 günü saat 19,00"a kadar çalışıldığının kabulüyle hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması isabetsizdir.
    O halde davalı A.. B.. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Belediyeye iadesine, 15/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi