11. Hukuk Dairesi 2017/1398 E. , 2018/6775 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18/05/2016 tarih ve 2016/162-2016/1005 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirket bünyesinde hesap açtığını ve yatırım araçlarının alım satımında değerlendirilmesi için davalı şirket çalışanı ... ’a 233.000 TL verdiğini ancak daha sonra hesabındaki parayı kontrol etmek için gittiğinde hesabında para olmadığının ve ... ’un işten ayrıldığının bildirildiğini, davalının adam çalıştıran sıfatıyla kusursuz sorumlu olduğunu ileri sürerek şimdilik 20.000 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı nezdindeki hesabının hiçbir döneminde 233.000 TL tutarında bir portföye ulaşmadığı, davacı tarafından hesabının ileri sürülen tutara ulaştığına ilişkin belge sunamadığı, davacının dayandığı ve davalının yetkili çalışanının imzasını taşımayan bilgisayar çıktısının bu anlamda delil olma değerinin olmadığı, davacı tarafın dayandığı “... ” başlıklı belgede düzenleme tarihinin “29/07/2003 12:28:54 PM” olarak yer almasına karşılık belgede müşterinin ... tarihinin 30.07.2003 olarak yazıldığı, bir gün sonrasının porföy değerinin bir gün öncesinden yazıldığının anlaşıldığı, bu hususun belgenin yapay bir şekilde oluşturulduğunu gösterdiği, delil olarak dayanılan ceza dosyasının ortadan kaldırma kararı ile sonuçlandığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı menkul değerler şirketi ile yatırım araçları alım satımı konusunda aracılık sözleşmesi yaparak davalı nezdinde hesap açtıran davacının hesabında gerçekleştirilen usulsüzlükler nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
Davacı adına davalı menkul değerler şirketi nezdinde geçerli şekilde yatırım hesabı açıldığı, bu hesaba muhtelif zamanlarda davacı tarafından para yatırılarak menkul kıymet alım ve satım işlemleri yapılmış olduğu hususu uyuşmazlık dışı olup, uyuşmazlık, davacıya ait hesaba yatırıldığı iddia edilen paranın bir sermaye piyasası işlemi kapsamında davacı aracı kuruma teslim edilip edilmediği noktasındadır.
Mahkemece, davacının ticari amaçla yatırım hesabı açtırdığı, bu amaçla işletilen hesaba para yatırılması halinde makbuz alması gerektiği, davacının hesabının ileri sürülen tutara ulaştığına ilişkin belge sunamadığı, davacının dayanmış olduğu müşteri portföyü belgesinin bilgisayar
ortamında her zaman düzenlenmesi mümkün olan davalı aracı kurum yetkililerinin imzasını içermeyen bir belge olduğu, belgenin üzerindeki tarihlerin birbiri ile tutarsız olduğu, bu durumun belgenin yapay bir şekilde oluşturulduğunu gösterdiği, bu nedenle davacının delil olarak ileri sürdüğü belgeye itibar edilemeyeceği, davacının dayanmış olduğu ceza dosyasının ortadan kaldırılma kararı ile sonuçlandığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, dosya içeriğinde bulunan ceza mahkemesi gerekçeli kararında davalı aracı kurum personeli olan ... bir çok müşteriye karşı aynı veya benzer eylemlerle hesaplarında suistimaller yaptığı, ... aleyhinde başlatılan cezai takibatlar neticesinde hakkında kamu davası açılarak gerek ... 5. Ağır Ceza Mahkemesi ve gerekse davacının katılan olarak yer aldığı ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamalar sonucunda sanık Ebru Demirok"un da davacıya yönelik eylemlerini ikrar etmek suretiyle mahkum olduğu, ancak kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2013/10991 Esas ve 2014/13947 Karar sayılı kararı ile dava zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının hesabına 233.000,00 TL yatırmış olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusu olup, davacı bu konuda müşteri portföyü belgesi başlıklı belgeye ve ceza mahkemesindeki davalı aracı kurum personeli olan ... ikrarlarına dayanmış ise de dosya içerisinde davacının katılan olarak yer aldığı ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza dosyasının bulunmadığı, ayrıca davalı aracı kurum müfettişlerince düzenlenen raporunda bulunmadığı anlaşılmakta olup, mahkemece anılan ceza dosyası ve davalı kurum müfettişlerince yapılan rapor getirtilerek tarafların dayanmış olduğu iddia ve savunmalar ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak davacının, davalı aracı kurumun usulsüz işlem yapan personeli ile irade birliği içinde olup olmadığı hususu da irdelenerek sonucuna göre davacı tarafından dava konusu meblağın davalı aracı kurum personeline davacının yatırım hesabına yatırılmak üzere verilip verilmediğinin belirlenmesi, verildiğine kanaat getirildiği takdirde görünüşte işlemlerin aracı kurum çalışanınca yapılmış olması, davacının, paranın aracı kurum kayıtlarına geçirilip geçirilmediğini denetlemesi ve bilebilmesinin mümkün olmadığı, davalı aracı kurum, çalıştırdığı kişilerin seçiminde gerekli özeni göstermesi, şube içi denetim yolları ile personelini ve işlemlerini denetlemesi, pek çok müşteri ile ilgili usulsüzlüklere sessiz kalmaması, çalışanının kişisel hesabının fiktif hesap olup olmadığını incelemesi, hesap hareketlerini takip etmesi, aracı kurum içinde farklı bir aracı kurum gibi nitelendirilebilecek bu tür bir oluşumun önüne geçilmesinde aktif davranmasının gerektiği, aracı kuruma güvenen davacının, davalı aracı kurum personelinin usulsüzlüğünün sonuçlarına katlanmasının kabul edilemez olduğu, aracı kurumların müşterileri ile olan sözleşme ilişkilerini çalıştırdıkları kişiler aracılığı ile yapması nedeniyle bu işlemler sırasında üçüncü kişilere verdikleri zararlardan dolayı Borçlar Kanunun 66. ve 116. maddeleri gereğince sorumlu olacakları, aracı kurum personelinin usulsüzlük yapmak suretiyle işlemi farklı göstererek zimmetine para geçirmesi davalı aracı kurumun tamamen kendi iç ilişkisine dair olduğundan aracı kurumun sorumluluktan kurtulamayacağı ve kendi personelinin eylemlerinden doğan zarardan sorumlu olacağı hususları dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma neticesinde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.