13. Ceza Dairesi 2019/9478 E. , 2019/12589 K.
"İçtihat Metni"Hırsızlık suçundan sanık ..."ın 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491/1, 522 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun"un 4. maddeleri uyarınca 300.000 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara Kapatılan 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 29/01/1992 tarihli ve 1992/1068 esas, 1992/89 sayılı kararı ile yine hırsızlık suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491/1, 522 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun"un 4. maddeleri uyarınca 300.000 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 647 sayılı Kanun"un 6. maddesi gereğince ertelenmesine dair Ankara 15. Kapatılan Sulh Ceza Mahkemesinin 07/03/1991 tarih 1991/66 esas ve 1991/166 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın memnu hakların iadesi talebinin reddine ilişkin Elazığ 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/12/2017 tarihli ve 2017/315 değişik iş sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı"nın 19/07/2019 gün ve 94660652-105-23-6401-2018-Kyb sayılı yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 04/08/2019 gün ve 2019/81525 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Yasaklanmış (memnu) hakların geri verilmesi kurumunun amacının yitirilen hak ve ehliyetlerin, koşullarının gerçekleşmesi halinde iyi halli hükümlüye yargı yolu ile geri verilmesini sağlamak olduğu, bu yasaklılık ister Türk Ceza Kanunu"ndan, isterse özel bir kanundan kaynaklansın, "kamu hizmetlerinden yasaklanma", "memuriyetten mahrumiyet", "seçme ve seçilme hakkından yoksun kılınma", "yasal kısıtlılık altında bulundurulma" gibi gerek bir mahkumiyetin doğal sonucu gerekse ceza şeklinde hükmedilen her nevî ehliyetsizliklerin yasak hakların geri verilmesi yoluyla bertaraf edilmesine hukukumuzda bir engel bulunmadığı,
5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu"na 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile eklenen 13/A maddesinin 1. fıkrasında yer alan; "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a)Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b)Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir." şeklindeki düzenleme gereğince hükümlülük kararında açıkça hükmedilmese bile mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların yukarıda bahsedilen maddenin birinci fıkrasındaki koşulların bulunduğuna mahkemece kanaat getirilmesi halinde iadesine karar verilebileceği cihetle;
Somut olayda adı geçen hükümlünün nitelikli hırsızlık suçlarından almış olduğu mahkûmiyetlerine ilişkin kaydın 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu"nun 14 ve geçici 2. maddeleri gereğince arşive alınmış olduğu ve aynı Kanun"un 6290 sayılı Kanun ile değişik 12. maddesi gereğince arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren yasaklanmış hakların geri verildiği tarihe göre arşivden silinme süresi hesaplanacağı, ancak mahkemesince hükümlü hakkında adlî sicil kaydı bulunmadığından bahisle memnu hakların iadesi talebinin reddedilmiş ise de, mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği, keza 5352 sayılı Kanun’un 12/1. maddesinde yer alan;
"Arşiv bilgileri;
a)İlgilinin ölümü üzerine,
b)Anayasanın 76. maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren;
1.Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla onbeş yıl geçmesiyle,
2.Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle,
c)Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle tamamen silinir." şeklindeki düzenleme uyarınca yasaklanmış hakların iadesine karar verilmesinin arşiv kaydının silinmesi açısından sanık lehine bulunduğu, kaldı ki Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 20/11/2013 tarihli ve 2013/11492 esas, 2013/17318 karar sayılı ilâmı ve benzer ilâmlarda belirtildiği üzere, hükümlülük kararında açıkça belirtilmese dahi mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunulabileceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Ankara Kapatılan 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 29/01/1992 tarihli ve 1992/1068 esas, 1992/89 sayılı kararı ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491/1, 522 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun"un 4. maddeleri uyarınca 300.000 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve yine Ankara 15. Kapatılan Sulh Ceza Mahkemesinin 07/03/1991 tarih 1991/66 esas ve 1991/166 sayılı kararı ile 765 sayılı TCK"nın 491/3, 522/1, 523/1 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun"un 4. maddeleri uyarınca 300.000 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 647 sayılı Kanun"un 6. maddesi gereğince ertelenmesine dair mahkûmiyetine karar verilen ve adli sicil kaydı silinerek, mahkûmiyet kaydı arşive alınan hükümlü ...’ın 29.11.2017 tarihli dilekçesi ile hükümlünün yasaklanmış haklarının iadesi isteminde bulunması üzerine mahkemece 05/12/2017 tarih ve 2017/315 d.iş sayılı kararı ile “Mahkememizin ilamında hak kısıtlayıcı bir hüküm uygulanmadığından sanığın talebinin reddine ve talebinin Talebin arşiv kaydının silinmesi olarak değerlendirilmesi halinde 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun Geçiçi 2. maddesinin 3. bendi gereğince bu hususta karar verme yetkisi Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü olduğundan talebin Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderilmesine,” karar verildiği, sanık ...’ın talebi hakkında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı ve verilen kararların usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla Elazığ 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/12/2017 tarihli ve 2017/315 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 16/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.