10. Ceza Dairesi Esas No: 2019/645 Karar No: 2019/5622
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/645 Esas 2019/5622 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın \"kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma\" suçundan hüküm giydiğini ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle mahkum edildiğini belirtti. Mahkemece, Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği ancak bu suçtan dolayı doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri verilmiş olması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği belirtildi. CMK'nin 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca denetim süresi içinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması gerekirken, önceki hükümle belirlenen hapis cezası adli para cezasına çevrilmek suretiyle yeni bir hüküm kuruldu. Sanığın daha önce aynı suçtan dolayı verilmiş tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandı ve bu tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam edilerek hüküm kuruldu. Kanunlar: 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi, 6545 sayılı Kanunun 68
10. Ceza Dairesi 2019/645 E. , 2019/5622 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme :.... 5. Asliye Ceza Mahkemes Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Mahkemece 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği anlaşılmakla, hükmün ancak; ihbara konu suçun "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçu olması halinde açıklanabilmesi durumunun 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” dair kararlara ilişkin olması ve bu kuralın genel hükümlere göre 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesi uyarınca verilen kararları kapsamamasının yanında bu suçtan dolayı doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri verilmiş olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun geçici 7/2 maddesi uyarınca ""hükmün açıklanmasının geri bırakılması"" kararı verilmesinin şartlarının bulunmaması karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. CMK"nın 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca, denetim süresi içinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması gerekirken, önceki hükümle belirlenen hapis cezası adli para cezasına çevrilmek suretiyle yeni bir hüküm kurulması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan ve bu tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğundan, bu husus dikkate alınarak yapılan incelemede; Hükmün açıklanması şartlarının oluştuğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 18/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.