12. Hukuk Dairesi 2018/3720 E. , 2018/8803 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :...... Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu ve alacaklılar ... ve ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu tarafından ...... mahkemesine ayrı ayrı yapılan başvurularda, 8 parsel-5 nolu bağımsız bölümde kayıtlı olan taşınmaz için meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, davaların birleştirilerek görülmesinin ardından, mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile borçlunun haline münasip ev alabilmesi için gerekli olan 100.000 TL"nin borçluya ayrılarak, satışın bu miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verildiği görülmektedir.
1- Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Temyiz dilekçesi içeriğine, tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının (REDDİNE);
2- Alacaklılardan ... ile ..."ın temyiz itirazlarına gelince;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
HMK"nun 166. maddesine göre ayrı ayrı açılmış davaların, aralarında bağlantı bulunması halinde birleştirilmeleri mümkündür. Davaların birleştirilmesi hâlinde, birleşen davalar birlikte görülmekle birlikte ayrı dava olma özelliğini koruduklarından her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinde kuşku yoktur. Başka bir anlatımla, birleştirme kararı, sadece birleştirilen davaların yargılama safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurup, davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu olmadığından her dava, ayrı ayrı hükme bağlanmalıdır. Öte yandan, HMK"nun 297/2. maddesinde de; hükmün sonuç kısmında, isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu ifade edilmiştir.
Somut olayda, alacaklılar tarafından borçlu aleyhine iki adet ilamlı takip başlatıldığı, borçlunun ...... 1. ...... Müdürlüğü"nün 2014/366 Esas ve aynı ...... müdürlüğünün 2014/367 Esas sayılı dosyalarından haczedilen taşınmazı için ayrı ayrı meskeniyet şikayetinde bulunduğu, 25.06.2014 tarihinde, ...... ...... Hukuk Mahkemesinin 2014/284 Esas sırasına kaydedilen başvuruyla ilgili olarak eldeki asıl dosya ile birleştirme kararı verildiği, ancak her ne kadar mahkemece, kararın gerekçe kısmında belirtilmiş ise de, karar başlığında, sadece asıl dosya ile incelenen ...... müdürlüğü dosya numarasına yer verilerek, asıl ve birleşen dosyalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmaksızın sonuca gidildiği görülmektedir.
Hâl böyle olunca, mahkemece, yukarıda değinilen yasal düzenleme ve ilkeler göz önünde bulundurularak birleşen dosya hakkında da hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Öte yandan, 11.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda, borçlunun haline münasip alabileceği evin bedeli 90.000 TL ila 100.000 TL olarak belirtilmiş olup, borçlunun 90.000 TL"ye de ev satın alabileceği tespit edildiğine göre, mahkemece, hükümde 100.000 TL bedelin esas alınması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Alacaklılar ... ve ..."ın temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.