(...Davacı vekili, müvekkilinin “voyager+şekil” ibareli markasının tescili için yapılan başvurunun Markalar Daire Başkanlığı’nca kısmi olarak reddedildiğini, davalı şirketin “hotels&resort&voyage” ibareli markaları gösterilerek yaptığı itirazın da TPE tarafından kısmen kabul edildiğini, her iki karara karşı yapılan itirazın TPE YİDK tarafından reddedildiğini, tescil talep edilen markanın davalı şirket markası ile benzerlik göstermediğini, ayırt edilicilik kazandığını ileri sürerek ret kararının iptaline ve marka tescil başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, davacının tescili için başvurduğu markanın daha önce tescili yapılmış markalarla benzer olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkiline karşı davanın süresi içerisinde açılmadığını, davacının “voyager+şekil” ibareli markasının müvekkilinin “voyage” markası ile aynı olduğunu, davacının başvurusundaki r harfinin iltibası ortadan kaldırmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, tüm kanıtlara göre, davacının başvuru yaptığı markası ile davalının markasının aynı olmadığını, ancak ayırt edilmeyecek kadar benzer olup, benzerliğin karışıklığa yol açabileceğini, davacının tescil için başvuru yaptığı sınıftaki ürünlerin davalının markasının tescil edildiği sınıftaki ürünlerle benzer ve birbirleri ile ilişkili olduğunu, tescilli bir marka varken aynı veya ayırt edilmeyecek bir markanın kullanımla ayırt edici nitelik kazandığı iddiası ile tescil yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalılar V…. T………. O…… İ……… ve İ…..S……… ve T….. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine geline; Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2008/72 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan dava, temyiz incelemesi yapılan asıl dava dosyası üzerinde birleştirilmiş olmakla, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında birleşen dava yönünden de davanın reddine ve birleşen davanın davalısı yararına ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dava tek bir dava gibi değerlendirilip, iki ayrı dosyanın davalısı olan davalılar yararına tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönüyle davalılardan V…. T………. O…… İ……… ve İ…..S……… ve T….. A.Ş. yararına bozulması gerekmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, TPE YİDK (Türk Patent Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu) kararının iptali ve marka tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili ve davalı şirket vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı şirket vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalıların davada kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri ve davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle, lehlerine ayrı ayrı vekâlet ücreti hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümleri’nin (AAÜT) 8.maddesi uyarınca, “Bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunur.”
Somut olayda davacı; ilk olarak asıl davada sadece Türk Patent Enstitüsü’nü (TPE) hasım göstererek dava açmıştır. Daha sonra V…. T………. O…… İ……… ve İ…..S……… ve T….. A.Ş. aleyhine Ankara 1. FSHH Mahkemesi"nde dava açılmış ve 2008/72 E., 34. Karar sayılı ilamı ile davaların birleştirilmesine karar verilmiştir.
Bu durumda, AAÜT’nin 8.maddesi uyarınca asıl ve birleşen davaların reddedilmesi nedeniyle, her iki davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğine Kurul çoğunluğunca karar verilmiştir.
Genel Kuruldaki görüşmelerde bir kısım üyelerce, davacının davalılardan şirket aleyhine ilk aşamada dava açma iradesi bulunmadığı halde, yerel mahkemenin kesin süre vererek TPE dışında redde mesnet marka sahibi şirket hakkında da dava açılmadığı halde davanın usulü eksiklikten ret edileceğini ihtar etmesi nedeniyle birleşen davanın açıldığı, bu nedenle de yerleşen uygulama gereği TPE YİDK kararının iptali için TPE’nin yanında redde mesnet marka tescilinin sahibi hakkında da dava açması zorunlu tutulan davacı aleyhine sonuç oluşturmanın yerinde olmadığı belirtilmiş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca yukarıda açıklanan gerekçeyle kabul edilmemiştir.
Bu itibarla; Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/1.maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.04.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.