14. Hukuk Dairesi 2019/3501 E. , 2019/8904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 11/04/2014 ve 12/06/2015 gününde verilen dilekçeler ile asıl dava yönünden tazminat, birleştirilen dava yönünden tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 08/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili, 577 ada 1 parsel sayılı taşınmazda yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde açılan dava sonucu iptal edildiğini ve kararın deracattan geçmek suretiyle kesinleştiğini ileri sürerek eski hale dönülmesine olmazsa tazminat talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK"nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı Kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır.
6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK m. 26/1).
Somut olaya gelince; davacılar vekili 16/12/2015 tarihli dilekçesi ile davayı ıslah etmiş, tapu iptali ve tescilin mümkün olmadığını, taşınmaza davalı belediyece stadyum inşaatı yapılarak elatıldığını, ıslah edilmiş hali ile taşınmazdaki hisse değerinin ödenmesi ile tapu kaydındaki hissenin iptali ile davalı adına tescilini istemiştir. Davadaki istek, kamulaştırmasız elatılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
O halde; mahkemece, davacılara imar uygulaması sonucu verilen yere fiilen davalı belediye tarafından elatıldığı iddia edildiğinden, mahallinde keşif yapılarak taşınmaza fiilen el atılıp atılmadığı, stadyum inşaatı yapılıp yapılmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı vekilinin temyiz nedenlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,19.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.