11. Hukuk Dairesi 2017/1107 E. , 2018/6762 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 14/04/2016 tarih ve 2014/1195-2016/293 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili şirket ile davalı ...Ş. arasında 29.02.2008 tarihli Acentelik Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin ... Sigorta A.Ş. adına poliçe tanzim etme ve primleri tahsil etmeye yetkili kılındığını, aralarındaki cari hesap ilişkisinin 15.04.2009 tarihi itibariyle kat edildiğini, neticede müvekkili şirketin borcunun 1.211.000,00 TL olduğu hususunda mutabık kalındığını, borcun 611.778,00 TL"lik kısmının dava dışı ... Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından üstlenildiğini, alacaklı şirketin bu duruma muvafakat ederek 15.04.2009 tarihli sözleşmeyi imzaladığını, böylece bu miktar bakımından borcun nakledilmiş olduğunu, buna rağmen davalının bu tutarı borçtan düşmediğini, davalı şirkete teminat olarak verilen bonoların haksız olarak icra takibine konu yapıldığını ileri sürerek müvekkilleri aleyhinde başlatılan ... 8. İcra Müdürlüğü"nün 2010/... ve ... 8. İcra Müdürlüğü"nün 2010/5785 sayılı icra dosyaları nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takiplerin iptallerine, %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı şirket arasında 29.02.2008 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince davacının tahsil ettiği primlerin bir kısmını müvekkili şirkete teslim etmesi gerektiğini, ancak davacı şirketin sorumluluğunu yerine getirmediğini, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre 18.02.2011 tarihi itibariyle 889.055,28 TL cari hesap borcunun oluştuğunu, bu borcun kısmen tasfiyesi için müvekkili şirkete 21.10.2009 tarihinde 3 adet toplam 300.000,00 TL"lik senet verildiğini, ancak senetlerin vadesinde ödenmemesi üzerine uyuşmazlığa konu icra takiplerinin başlatıldığını, dava konusu yapılan senetlerin teminat senedi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, taraflar arasında acentelik sözleşmesi bulunduğu, hesabın 15.04.2009 tarihinde kat edildiği ve acente borcunun 1.211.778 TL olduğu hususunda mutabakata varıldığı, bu borcun 611.778,00 TL’lik kısmının dava dışı Şirkete
nakledildiği, kalan 600.000 TL’lik kısımdan ise yapılan ödemeler ve üretilen poliçeler, iptal komisyonları ve sair ödemeler düştüğünde borcun 141.413,99 TL olduğu, bu bedelin de yargılama aşamasında tamamen ödenerek davacıların borcunun kalmadığı, takiplere dayanak bonoların taraflar arasındaki acente sözleşmesine istinaden verilip bonolar nedeniyle mezkur hesaplamalar dahilinde davacıların sorumlu olacakları olduğu gerekçesiyle ... . İcra Müdürlüğünün 2010/5785 esas sayılı takibinde takip konusu olan 200.000,00 TL tutarlı ve ... . İcra Müdürlüğünün 2010/28376 esas sayılı takibine konu 100.000,00 TL tutarlı olmak üzere toplam 300.000,00 TL tutarlı bonoların 158.586,01 TL"lik kısmı yönünden davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, dava aşamasında 300.000,00 TL tutarlı bonoların 141.413,99 TL"lik kısmından dolayı davacıların dava tarihinde borçlu oldukları belirlenmiş ise de yargılama aşamasında bu tutar ödendiğinden bu kısım yönünden dava konusuz kaldığından bu tutarla ilgili esas hakkında karar vermeye yer olmadığına ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacıların borcunun 141.413,99 TL olduğu, bunun da yargılama sürecinde tamamen ödendiği, dolayısıyla davacıların davalıya borçlarının kalmadığı ve bu nedenle dava konusuz kaldığından belirtilen bedel yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiş ise de, davacıların dava tarihi itibariyle var olan borçlarını yargılama sürecinde nasıl ödedikleri veya ödemenin dayanağının ne olduğu kararda açıklanmamıştır. Bu nedenle davacıların dava tarihi itibariyle 141.413,99 TL olan borçlarını nasıl ödedikleri, karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken gerekçesi gösterilmeden 141.413,99 TL’lik kısım hakkında davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.